5 Eylül 2014 Cuma

Sonbaharda ve İlkbaharda Bozcaada


    Bozcaada'yı uzun zamandır çok duyuyor fakat gitmek için nedense hiç bir hevesim yoktu. Mesafe olarak çok uzak geliyordu. Üzüm bağları vardı tamam, Ata Demirer buraya aşıktı filan :)) Ama bundan ötesini duymuyordum. Bloglarda, instagramda da bu kadar popüler değildi.

   Neyse,geçen sonbaharda Assos mu şurası mı burası mı derken hadi dedik Bozcaada yapalım bari.

Kilometre olarak çok uzak olmamasına rağmen feribot bekle,in bin derken süre uzuyor. Neyse ki Eylül ayında gittiğimiz için yollar tenha, Ada'ya giriş rahattı.


Feribottan iner inmez vurulduk buraya diyebilirim:)




Bozcaada'da bağ evinde kalmayı tercih ettik. Zaten yüzlerce seçenek var diyebilirim:) Harmani Tatil çiftliğinde konakladık, gönül rahatlığı ile tavsiye ederim.




Kahvaltı harikaydı. Bağ evi olması sebebiyle doğa ile baş başasınız. Açık havada yemeğinizi yiyip,çayınızı içip,güneşlenebiliyorsunuz.










Özellikle Ceren için çok rahat oluyor, çocuk özgürce hareket edip oyun oynuyor.






Her ne kadar güneş olsa da bahar aylarında buranın bi tık daha serin olduğunu unutmayın!




Çocuklu tatilin olmazsa olmazlarından 'ateş' peşimizi bırakmadı. Ateş düşürücü+kusmuk ikilisi renk kattı çok afedersiniz :)





Ancak Ayazma plajında kendine geldi:))





                                                             


Tabi ki en zevklisi sokaklarda dolaşıp fotoğraf çekmek.




Akşam yemeği için kolay kolay yer bulacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz:) Bir gün önceden veya en geç sabahtan yer ayırtsanız iyi olur. Mekan olarak çok seçenek var, ancak Sandal ve Simyon ayrı bi kalabalık oluyor.















Çınaraltı çay bahçesi :)







Benim en sevdiğim mekan kalenin önündeki Rıhtım cafe. Denize nazır bi Türk kahvesi ısmarlayın kendinize.




Tabi Bozcaada'da tatilin olmazsa olmazlarından Polente Feneri'nde gün batımını izlemek. Gün batımını izlemeye gelen kalabalıktan farklı olarak bi kalabalık vardı. Bi aksiyon olduğu belliydi. Meğer bi düğün varmış:)










Ne kadar romantik değil mi? :)







Bozcaada'ya veda ederken buraya en kısa zamanda tekrar geleceğime emindim:)




Kış geçip bahar gelince Bozcaada'ya bi gelmemek olmazdı:) 19 Mayıs tatilini burada geçirmeye karar verdik. Ancak binlerce insan da bizim gibi düşünmüştü:) Trafik,feribot sırası derken Ada'ya giriş ve çıkış zor oldu. (Çıkış daha da feciydi) Siz siz olun bayram tatillerinde Bozcaada'yı tercih etmeyin:)


Feribotta yeni günü karşıladık.

                                                   



Bu sefer yine bağ evinde kalmayı tercih ettik. Malesef aradığım tüm tesisler aylar öncesinden dolmuştu. Tesadüfen Karadut bağ evi'ni buldum. Ancak Tripadvisor'da 2 olumlu 2 olumsuz yorum vardı, ben yine olumlu olanlara dayanarak buraya gitmeye karar verdim. Yeter ki başımızı sokacak bi yer olsun mantığı ile gittik ancak aksine çok memnun kaldık:) Olumsuz yorumların neden yapıldığını anlamadık:(






Gerçekten bir bağ evinde kalıyorsunuz, etrafınız üzüm bağları ile çevrili:)




















Tekrar Rıhtım Cafe:)







Polente Feneri'ne bu sefer de çıktık.




Gün bitimine şahit olduk.







Akvaryum Koyu'nu tercih ettik bu sefer. Gerçi soğukta denize girilecek gibi değildi ama olsun deniz havası almış olduk:)















Polente çiçeği.




Bozcaada akşamları.




Dikkat edin, Bozcaada bağımlılık yapar :)





3 yorum:

  1. Ne kadar güzel anlatmışsın,fotoğraflarda bir harika.Benimde çok sevdiğim bir yerdir Bozcaada.Yeniden gidesim geldi:)))

    YanıtlaSil
  2. Bence de Bozcaada bağımlılık yapıyor :)

    YanıtlaSil
  3. Dediğiniz gibi, o kadar çok kalınabilecek yer var ki. İnsan seçmekte zorlanıyor. Bozcaada rüya gibi bir ada. Gezilecek, görülecek de birçok yer var.

    YanıtlaSil

hadi sen de yaz fikrini!