26 Mayıs 2012 Cumartesi

Ceren İngilizce Öğrenirse:)


Kreşte öğrenmiş tesadüfen yakaladım:)

'One' ı da söylüyor da geç kaldım çekmekte:)




Tozlanmış bir mail açtım ve...

Oturup ağladım.

Mail kutumu kontrol ederken can sıkıntısından aylar önce gelen maillere de bakayım dedim. Aslında cok eski değil ama o kadar dolu ki kutum halbuki 18 ay önce gelmiş bir mail en diplerde kalmış.

Unutmuşum iceriğini. Tıklayınca bu fotolar açıldı,bir an dondum kaldım. Cerenin büyümesine o an niye üzüldüm anlamadım.




24 Mayıs 2012 Perşembe

Mickey Mouse'lu Günler




Geçen Cuma Trump Towers Mall'da Mickey Müzik Festivali etkinliğine davetliydik.Bu kış çok istemiştim gidelim diye ancak o zamanlar Ceren daha 2 yaşını doldurmadığı için uygun olmaz diye düşünmüştük. Kreşe başladı başlayalı bir çok kez sinemaya ve tiyatroya gittiği için bu kez içim rahattı.

Bir heyecan gittik.Trump Towers Mall'da bir çocuk katı olduğunu duymuştum,çok da merak ediyordum.Çok hoş olmuş,bir çok marka bir arada.Gymboree'yi görünce gözlerime inanamadım:) Çocuklar için  köfteci Ramiz Kids var mesela veya D&R Kids. Ekstra bir yararı olmasa da olsun,düşünülmüş sonuçta çocuklar için böyle bir ayrıntı.

Gelelim Mickey Mouse gösterisine.Ceren bayıldı,durmadan dans etti,çığlık attı.Ben de şahsen çok çok beğendim,çok eğlendim.






Mickey mouse müzik festivali ICT (istanbul çocuk tiyatrosu) tarafından hazırlanmış ve Türk oyuncularla oynuyor.Sürekli hem de.Artık yurt dışından turne için ülkemize gelmelerini beklemeyeceğiz.Çok kaliteli herşey,kullanılan görseller,dekor,kıyafetler,oyuncuların enerjisi her şey mükemmel.

Toy story,Ariel,Allaaddin'in sihirli lambası gibi masallar canlandırıldı.Çok keyifliydi.Ceren,Can Ali ile birlikte sahne dibinden ayrılmadılar.



Ama etkinliğimiz o günle sınırlı değildi. Ertesi gün Santral İstanbul'da Disney English'in davetlisiydik.















Çok keyifli bi 2 gündü bizim için trafiği saymazsak:))


18 Mayıs 2012 Cuma

Neden Acaba?

Dudağımda uçuk çıktı. Neden acaba?

* Yeni bir eve taşınacak olmamız,bu evin alım sürecini eşimin yoğun iş temposu nedeniyle tek başıma halletmem,yapılacak isler icin bir gün icinde bir sürü usta ile görüşmem,dükkan dükkan gezmem mi?

*2 yasında kıpırdak mı kıpıdak bir çocuğa her sabah ve her aksam servis şoförlüğü yapıp,pedagog ve ögretmen görüşmesi,erken kayıt gibi işleri tek başıma halletmem mı?

*Sınavları bitirme ve okuma ve karne yetiştirme ve de mezuniyet töreni hazırlık stresi mi?

* Sipariş sırasında bekleyen ve tarih vermeme rağmen sürekli mail atan müşteri mi?

*Dağınık ev,biriken ütüler ve de bunları yapacak düzgün bir temizlikci bulamam mı?

Söyleyin bana neden çıktı bu uçuk?

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Anneler Günü Etkinliğimiz


Bu sene 3.anneler günümü kutladım:)Ancak şimdiye kadar Ceren çok küçük olduğu için kutlama adına bişi yapılmamıştı:) Bu sene artık Ceren bıcır bıcır konuşmaya başlayınca kendisi de ilk kez anneler günümü kutladı. ''Anneler kutlu olşun,babalar kutlu olşun,Cerenler kutlu olşun''


Kreşte de etkinlik vardı.Tüm hafta boyunca Ceren bana şarkıları söyledi ancak etkinlik günü kalabalık karşısında çekinip ağladı,bahçede oynamayı tercih etti.

Sanki kendisi de yapmamış gibi bunları hayretle baktı tüm faaliyetlere.











Karıncalara baktı.Zaten bu ara işi böceklerle,karıncalarla:)









Hediye olarak da kendi resmi olan bir tepsi verdi bana.Fotoğrafa bak bak çatladım gülmekten:)




Hediye Güzeldir:)





Blogger olarak yıllardır buralardayım ancak ilk hediyem Lidyana.com'dan geldi. Sürpriz bir şekilde gelen paket beni çok sevindirdi.Anneler gününe denk gelmesi ile anneler günü hediyemi de almış oldum:)

Bileklikteki vav harfinin aslında çok gizli anlamları varmış.Secdede bir insan,ceninin anne karnındaki halini simgeliyormuş.Benim için çok anlamlı bir hediye oldu.

Deneyimli Anneden Tavsiyeler

Bakın deneyimli bir anne tecrübelerini nasıl anlatmış;

“Anneler için en önemli şey bebeklerinin rahatı ve huzurudur. Benim de her anne gibi önceliğim, biricik bebeklerim. Canım oğlum ve canım kızım...

Ali, oğlum, şimdi 4 yaşında yakışıklı bir oğlan. Onu ilk kez kucağıma aldığım gün sanki dün gibi. 4 yıl öncemi hatırlıyorum da ne tecrübesizmişim. Neler yaşadık oğlumla. O mu beni büyüttü, ben mi onu büyüttüm hep düşünürüm. Sanırım biz beraber büyüdük. Annelik, hayatımdaki en büyük tecrübe oldu çünkü.

Tuana çok şanslı. Ali’nin bana öğrettikleri sayesinde Tuana hiç zorluk yaşamadan büyüyor. Hatta göz açıp kapayıncaya kadar 1 yaşına geldi bile. En rahat annelik, ikinci çocuğundaki annelikmiş.

Ali bebekken çok bez markası değiştirdim. Bezler ya pişik yaptı, ya Ali hiç rahat edemedi, uykusuz kaldı. Bebekliği boyunca beze ödediğim servet de cabası. Tabi ilk anneliğimdi ve çok tecrübesizdim. Bezin fiyatı uygunsa kalitesi de düşüktür diye düşünüyordum. Tuana’da ise artık beze verdiğim paraya acımaya başladım ve sonunda Canbebe’yi keşfettim. Ben tam Canbebe almaya başlamıştım ki, Canbebe sağ olsun bir de yepyeni bir ürün çıkardı. ComfortDry hem Tuana’nın altını kuru tutuyor, pişik yapmıyor hem de bez topak topak olmuyor. Tuana da daha rahat ediyor.

Tüm annelere önerim, siz de bebek bezine fazla para vermekten sıkıldıysanız, bir de iyi bir bebek bezi arıyorsanız, Canbebe ComfortDry alın. Çünkü Canbebe deneyimli anneleri dinlemiş, ona göre bir bebek bezi üretmiş.

Facebook’ta ve Twitter’da sürekli ödüllü yarışma yapıyorlar. Facebook’ta http://www.facebook.com/canbebe, Twitter’ta da https://twitter.com/canbebeailesi adresinden yarışmaları takip ederek bebeğiniz ve kendiniz için birbirinden güzel hediyeler kazanıyorsunuz.
Teşekkürler Canbebe.”



Bir bumads advertorial içeriğidir.

11 Mayıs 2012 Cuma

Ceren'in Hayvan Sevgisi




Ay kaşti benden,anne kaşti:)
Annee,yakiyoum onu.

1 Mayıs 2012 Salı

Pedagog ile Görüşme





Ceren'in aksi davranışları,zırt pırt ağlaması (hatta bu ağlamalardan dolayı araba kullanırken sürekli sağa çekerek gideceğimiz yolu 10 saatte almak), inatçılık gibi sorunların çözümü için Ceren'in kreşteki pedagogla görüşmeye karar verdim.Aslında bir sorun yok,tipik çocuk huysuzluğu.Ancak yine de nasıl davranmam gerekiyor büyüme sürecinde merak ettim.

En başta,2 yaş sendromu var mı biz mi uyduruyoruz böyle bişeyi,annemler sizin zamanınızda böyle şeyler yoktu diyorlar diye sordum.

O zaman da vardı tabi ama onlar farkedilmemiştir dedi:) Her çocuğun bu süreci yaşadığını ancak bazı çocuklarda şiddetin daha büyük olduğunu söyledi.İlk söylediği şey şu oldu: Zorla yemek yedirilen çocuklarda daha şiddetli yaşanır.


Bişi diyemedim,kafamdan aşağı kaynar sular döküldü,sonra buz gibi bi kova su daha döktüler.Yerin dibine girdim falan filan...

Çünkü Ceren doğduğundan itibaren -son birkaç aya kadar- yemez içmez bi şekilde idi.Emmek istemedi doğduğunda,8 ay ite kaka,sağarak filan anne sütü verdim.Ancak ek gıda döneminde yoğurt,sabahları rafadan yumurta,bir de bisküvili tahıllı muhallebi yedi.Çorba içti ana yemek olarak.Pütürlü bişey yemez içmezdi,köfte mi,o da ne? Biri peynir mi dedi. Labne  yiyecek yumuşak yumuşak.Geçtiğimiz yaz karpuz yedi,ailecek şok geçirdik,katı bişeyi ağzında çiğniyor diye:) Pilavı yoğurtla,bezelyeyi veya köfteyi ezerek yoğurtla yedirdik.Tabi yedi değil yedirdik:) Tv karşısında,bilgisayar karşısında,şarkılarla türkülerle...Yeni aldığım laptop pert oldu yemek arkadaşı yaptık.Hee hepsi geçti mi geçti,büyüdü mü büyüdü.Gelişimi de gayet iyiydi.Ancak hepsi benim sayemde:) Doktor da demişti,yedirin de nasıl yedirirseniz yedirin.Yemiyorsa köfteyi çorbalara koy kıymayı,balığı.Haftada 5 gün et-balık yemesi lazım demişti.

Neyse efendim hepsi geçti,şimdi köfte de yiyor peynir de pilav da.Hatta kendi kendine yiyor,iştahı da idare eder.Hep diyorum kreş süper bişi!

İşte öyle,Ceren'in tepkilerini yemek yemeyle bağdaştırdı pedagog.Neredeyse 8-9 aydır yemek için zorlamadığım için şu an vicdan yapacak bi durum yok.O süreçte güzel beslenmesi için öyle yapmak zorundaydım.

Sonra ağlamaları sordum.Ağlasın dedi,ağlamaktan bişi olmaz dedi.Mesela arabada filan ağlıyor,kitabı-oyuncağı düşüyor,eve gelinceye kadar on kere sağa çekip sorunu çözüyorum.Pedagog,o anda araba kullandığınız için durumun tehlikeli olduğunu açıklayın,ağlıyorsa da bırakın ağlasın,açın müziğin sesini dedi.Gerçekten işe yaradı! Yine sudan bir sebep yüzünden ağladı,açtım müziği,baktım 2 dk sonra sevimli bir şekilde anne bak kedilere diyor,unuttu niye ağladığını.Artık ağlamalar da azaldı,durumun tehlikeli olduğunu anlattım.Anladı!

Bi ara da avm'de filan elimi bırakıp kaçıyordu.bu durumun çok ciddi olduğunu,gerekli cezalarla bu davranışın söndürülmesi gerektiğini söyledi.Mesela o anda hemen kucaklayıp,eve gidiyoruz,sen yanımdan ayrıldın çünkü demek lazımmış.Mesela parka giderken elimizi bırakıp kaçtı mı,derhal ceza olarak eve götürüyoruz.İstediği şeyden mahrum kalınca davranış düzelmeye başlarmış.Ben Ceren'e kötü insanların olduğunu,annenin yanından ayrılmaması gerektiğini anlattım.Hem onu göremeyince çok korkup üzüldüğümü söyledim.Bilmiyorum ne kadar doğru ama hislerimi bilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Ayrıca,cezanın yaptığı olumsuz davranışla alakalı olmasını söyledi.Mesela bir bardak suyu yere boşalttı,bunun  cezası parka gitmeme olmamalıymış.O davranışın cezası eline bezi verip,sil demekmiş.

Vermek konusunu konuştuk biraz da.Ceren'e kıyafet almayı çok seviyorum.Oyuncak çılgınlığımız yok,gereksiz şeyler almamaya özen gösteriyorum.Ancak kıyafet konusunda karşı koyamıyorum,gerçekten kıyafet yetmiyor hele kreşe başlayınca.Pedagog tabi o konuda da uyardı.Sürekli bişiler almak sevgi olarak algılanmazmış çocuk tarafından.Hepimizin bildiği gibi doyumsuzluğa sebep olurmuş.Her aldığınız şeyin bir anlamı olmalı dedi,mesela bayram hediyesi,mesela doğum günü veya yeni yıl hediyesi.Bir anlam ifade etmez,değeri olmazmış alınan şeylerin.Pedagog da benim kafadan,aldığı bir kolyeye bile 1 hafta dönüp dönüp bakarmış hevesinden.Hangi birimiz çocukluğunda bayramdan önce kıyafetlerine bakıp yatmadı,hatta kırmızı rugan ayakkabılarımı başucuma koyduğumu bilirim.

İstediği şeyleri önüne hazır olarak koymaktan ziyade,biraz gayret göstermesini sağlayacakmışız.Mesela para biriktirmesi,mesela hedeflenen başarıya ulaşması gibi...Bir de eskiyince alınmalıymış o oyuncağın yenisi. Biz n'apıyoruz,10 tane bebek alıyoruz.

Kararlı bir ebeveyn olacaksınız dedi.Yoksa çocuk çok rahat kullanır bu durumu dedi.Ayrıca anne başka,baba başka derse siz kötü anne olursunuz dedi.Babalar daha yumuşak karınlıdır,kıyamazlar,ancak tutarlı olmalı karı-kocalar dedi.

Geceleri yanımıza geliyor Ceren. Kesinlikle hayır dedi:( Kararlı olacaksınız,gece uyanıp yanınıza geldiğinde burası bizim odamız,sen de kendi odanda yatacaksın diyin dedi. Hiç bir zaman,hasta olsa bile sizin yanınızda yatmayacak dedi. Hasta oldugunda siz onun odasında yatabilirsiniz dedi. Hele hele babayı salona göndermek filan Allah korusun:) Bu kısımda yorum yapamayacağım:)

Ama dedim,anne baba sıcaklığına ihtiyacı vardır diye sordum. Bu yaşta ben de isterim yatakta bi sıcaklık dedi:)) Psikolojik gelişimini sekteye uğratmaz sizin yanınızda yatmasını engellemek dedi:)

Çözdük mü bu durumu,hıı çözdük;) O gün bu gün beraber yatıyoruz :))

Ceren,incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden ağlardı.(neyse ki biraz hafifledi) Mesela kitabı yere düşer ağlardı,pedagog hiç oralı olmayın dedi.Evet kitabın düştü,sen onu alabilirsin diyip üstüne düşmeyecekmişiz.

Eğitim ile ilgili de sordum.Ceren çok erken konuştu,renkleri,şekilleri ve sayıları çok erken öğrendi.Okulda öğretmeni de uyardı zaten Ceren'in biraz farklı olduğunu.Ancak pedagog bu durumu görmezden gelmemiz gerektiğini söyledi.Yaş grubuna uygun oyuncak ve kitaplarla devam edilmesi gerekiğini söyledi.Puzzle gibi oyuncaklarla desteklenebilir dedi,o kadar.Sanırım çocuğu sıkmamak lazım,aşırı yüklememek lazım.Zaten ben de hırslı bir insan olmadım şu hayatta,kızım da mutlu olduğu şeyleri yapsın,yeter.

Valla bilmiyorum,şu anda ayarında hareket ettiğimi düşünüyorum.Özgür,özgüveni yüksek bir birey olması amacım.Rahat büyümesi taraftarıyım çocuğun.Sümüğü akar,veririm eline mendili siler.Yere oturur,üstü kirlenir,ellerini boyar.Düşer kalkar,öperim geçer.Her gün dondurmasını yer.Ne bileyim,çocukluğunu yaşasın istiyorum.'Dur,sus,yeter,aman,ayy'larla büyümesin,baksanıza zamana,daha kendi çocukluğumuz gözümüzün önünde canlanırken,kendi çocuğumuzu büyütüyoruz!