28 Aralık 2011 Çarşamba

Çoko Tütü'de neler oluyor?

   Çok güzel,çok renkli şeyler oluyor.

   Kişisel blogumu pek tütü işine karıştırmak istemiyorum ancak beni sadece buradan takip edenlere bildirmek istedim neler oluyor diye :)

Renk renk tüllerle uğraşmak nasıl deşarj ediyor beni anlatamam.Çalışma hayatı,2 yaş bunalımındaki Ceren,ilgi bekleyen bir eş,ev işleri filan derken Ceren'i uyutup işimin başına geçmek herşeyi unutturuyor.Hele bir de gelen olumlu mesajlarla katmerleniyor hevesim.

Bu süreçte bana destek veren internet annelerine mesela İrem'e,mesela Nihan'a,mesela Sena'ya,mesela Nesli'ye,mesela Aslı'ya,mesela Yeşim'e çok teşekkür ederim.İsmini unuttuğum varsa lütfen hatırlatsın:))





Çoko Tütü'ye www.cokotutu.com adresinden ulaşabilir,daha çok modeli görebilirsiniz.Facebooktan ise bir tıkla beğenebilirsiniz:)


27 Aralık 2011 Salı

19 Aralık 2011 Pazartesi

Ceren ve Lal bir araya gelirse...

Geçtiğimiz hafta Nesli ve Hande kahvaltıda buluştuk.Lal ve Ceren bir araya gelince bakın neler oldu...


12 Aralık 2011 Pazartesi

Yeni bir blog: Mai kelebeğim

   
Hani vardı ya tütüler içinde bir bebek,heh işte onun annesi;


 

Benim meslektaşım,dekorasyon danışmanım,çanta koleksiyoncum:) değerli edebiyatçım,adı gibi güzel ARKADAŞIM Melek yeni bir blog açtı: mai kelebeğim

Kimi zaman Hanzade'den haberler,çoğu zaman edebi eserler,kitaplar,kültürümüzden parçalar...Bir çok içi boş blogtan sonra biraz ağır gelebilir size,yavaş yavaş okuyun,sindire sindire.Bakmayın edebi edebi takıldığına kokoşlukta on numaradır:) Orada görüşmek üzere!

8 Aralık 2011 Perşembe

Bir ''çocuk'' büyürken...



Günler geçiyor,her geçen gün de güzelleşiyor.Büyüdükçe,paylaşım arttıkça daha keyifli artık 'çocuklu hayat'.



Kendinden küçük,büyük farketmez yeter ki iletişim halinde olsun.Anlatsın bişiler,birileri de onla ilgilensin,şarkılar söylensin,oyunlar oynansın.Bir çocuk daha ne ister ki...




Artık yeme-uyku sorunu pek kalmadı.Herkes zamanla geçecek,katı gıdaları da yiyecek,gece de deliksiz uyuyacak,sabret derdi,sabretmekten başka çarem yoktu.Geçti herşey.En az hasarla atlattık ilk bebeklik zamanlarını.Hatta çok iyi bi şekilde atlattık,2.olsun,gözüm korkmuyor:)




Tabii evde yalnız olmamam da huzurlu olmamıza büyük etken.Üzerimden yük kalkıyor,en azından dışarı çıkacağım zaman Ceren'i nereye bırakırım diye düşünmüyorum ya da akşam ne yesek diye pek dert etmiyorum.Anladım ki çocuk yalnız büyütülmüyor...




Artık kendi başına bişiler yapabiliyor,oyalanıyor,eline kalemini kağıdını alıyor,kendi deyimiyle kayi (caillou) çiziyor.Baya da çiziyor hani,bi yuvarlak,üstünede iki tane noktamsı bişiler...

Üşgen,kaye,yuyaylak ne bulursa küpün içine atıyor.




En büyük keyfi takı kutumundan bileziklerimi alıp takıp,salına salına evde dolaşmak.Tamamen genlerden gelen kızsal durumlar var,inkar edemeyiz.Takı taksın,ayakkabı giysin,tütü giysin,saç tarasın...Engelleyemiyorsunuz.

Bi de şunu söyliyim,Ceren büyüdükçe ben anne olduğumu anladım.Bebekken emzir-uyut-kilo aldı mı-büyüyor mu gibi endişelerden dolayı zevkini yaşayamıyorsunuz malesef.Çocuk büyüdükçe,iletişime geçmek,beraber anlayarak bişiler yapmak,en azından bi kitabın resimlerine bakmak bile çok zevkli hale geliyor.

Umarım 4 ay sonra 2 yaşına girecek olan Ceren, terrible two vakasıyla bu söylediklerimi yutturmaz bana:))O zaman görüşürüz efenim:)