30 Mart 2011 Çarşamba

şimdi okullu olduk


 şu postumda ayrıntılar bi sonraki postta demiştim ama 18 post geçmiş aradan.baya bi ileri görüşlüymüşüm peh.

evet Ceren kreşe başladı 2 aydır.öyle çok bakıcı maceramız olmadı bizim.ama nedense çabuk pes ettim.ya da nasıl söylemeli,pek uğraşmak istemedim.

ilk dönem çok sevdiğimiz komşumuz baktı.her sabah Ceren'i yan bloğa gidip bırakmak,ders programım komşumuza uymaması gibi zorluklar filan derken ilk dönemi öyle böyle kapattık.niyetimiz temizliğe gelen hanımla aylık olarak,gündüz Ceren'in bakımı, ben gelince ev işi gibi anlaştık.amaaaaa pazartesi başladı perşembe bırakıyorum dedi.kendince haklı sebepleri vardı ama aylardır istediği işe sahip olup 4 .gün bırakınca şaşırdım.tabi ben insanlık edip hala haftada 2 gün alıyorum kendilerini...mecburum.

neyseki 15 tatile giriyoduk,acil önlem paketi oluşturmalıydık.öncelikle eve bakıcı,sonra kreş,sonra annelerin dönüşümlü bakması,sonra işten ayrılma gibi seçenekler oluşturdum.ama gönlüm öncelikle kreşteydi,tabi ya,İstanbul'daydık ve burda herkesin annesi kayınvaldesi bakıcısı yoktu ya.elbette bebek bakan yerler vardı.

Ceren'in şansına mı diyeyim hiç zorlanmadan kreşi buldum.şöyle bi okulun etrafında geziniyodum,çevre incelemesi yapıp acaba şu villlarda var mıdır bakım evi derken hedefi 12den vurmuş oldum.biliyosunuz her kreş bebek almıyor.hem de okulumun yanında olması cabası.

kreş diyince herkesin içine bi sızı düşüyo sanırım,ayy çok küçük yazıkk filan diyolar ama yok durum öyle vahim değil.birebir bakılıyo Ceren,özel odası var.uyuyor,yiyor,oynuyor.arada hikaye saatlerinde diğer gruplarla oturuyormuş,6 ay büyük bi bebiş daha var,onunla oynuyormuş,resim yaparken onların kalemlerine saldırıyomuş:) ilgiden,bakımdan gayet memnunum.zaten sosyal olan Ceren daha da bi sosyalleşti.

bi de şunu düşündüm:eve gelecek bakıcı muhtemelen ilkokul mezunu olacak.en azından kreşte işin okulunu okumuş öğretmenleriyle bir arada.mesela özgüven,yemek yeme alışkanlıkları,uyku düzeni hakkında hergün neler yaptılar bana anlatıyorlar.o zaman bi işe yaradığını düşünüyorum.

e tabi Ceren'in servis şöfölüğünü de ben yapıyorum.sabahları curcunayı sormayın gitsin.normalde bi haftasonu bile hazırlanıp çıkmak saatler alırken biz bunu her sabah başarıyoruz.

Ceren artık kaçta kalktıysa 4 mü olur 6 mı,güne başlıyoruz.7de hazırlanmaya başlıyoruz.ilk önce Ceren'i giydirip baby tv'nin karşısına oturtuyorum(gel de izlettirme!).eğer iyi günündeyse ben hazırlanıp 8de evden çıkmayı başarıyoruz.amaaaa eğer huysuz günündeyse ne çare?ayaklarıma dolanıyo kucak diye,kucağıma alıyorum,tek elle külotlu çorap giyip tek elle makyaj yapmayı da öğrendim sayesinde.e artık ağlatarak tuvalete giriyorum kusura bakmasın.

e bi de evden çıkış aşaması var ki sormayın gitsin.kucagımda Ceren,diğer omzumda çantam,iki elimde Ceren'in bakım çantası ve benim okul çantam olmak üzere koca bi yığın olarak otoparka inip arabaya ulaşmayı başarıyoruz.

Ceren'i teslim ettiğimdeki hafiflememi hissedebiliyosunuz değil mi?

29 Mart 2011 Salı

özeleştiri



annelik sınırsız sevgi,sonsuz merhamet,bolca endişe,zaman zaman delilik,arada alıp başına gitmek istemek demekmiş onu anladım şu 1 yılda.

evde olduğum ilk ay sürecince emzirmeydi tek derdim,niye emmeyi sevmiyor,bi yerde hata mı yaptım?niye sezeryan yaptık,doktoru dinlemese miydik?niye 38.hafta bitince doğdu,sancıları bekleseydik..niye niye niye aldı başını gitti.

işe başlayınca aklımda kurduğum şeyler biraz hafifledi.ama daha ağır bi yük bindi büyüdükçe. nasıl beslenecek,nasıl uyuyacak,kim bakacak,işe gitmesem olmaz mı?yok çalışmak iyi geliyor bana.yardımcıya rağmen niye ev işlerine takıyorum kafayı?yarın Ceren ne yese?keşke daha uzun süre anne sütü alsaydı,sık sık hasta mı olacak şimdi?zayıf mı?organik mi beslemeliyim,mamayı sevmiyor,yeteri kadar kalsiyum alamıyor mu?kavanoz mamaları da veriyorum,hazır yogurt da,zararlı şeyler mi veriyorum çocuğuma?.neyse ev yapım yogurdu da var canım her gün.kraker,çikolata filan veriyorum,abur cubura mı alıştırıyorum?niye hala yürümüyor?bugün yeteri kadar protein aldı mı?bak öğünü şaştı yine.bu gece kaç kere kalkar acaba?offf uyumak istiyorum.bak eşime patladım yine,yazık günah ona da yaa.baby tv izletiyorum,napıyorum ben?çok bağırıyor,onu yüksek sesle bağıra çığıra mıncıra mıncıra sevdiğimizden mi?evde daha küçük harflerle konuşmak lazım.bak yaşıtlarına  kendi kendine uyuyor,oturuyor mama sandalyesine tostlar,omletler,yemekler yiyor.bizimki hala öğürüyor.off niye kıyaslıyorsun ki şimdi?bak kaç aylıkkken yürüdü tüm yaşıtları.tabi çocuğa bi yürüme oyuncagı almazsan,egzersiz yaptırmazsan böle olur.aman canım,biz kendi kendimize yürümüşüz,bizim zamanımızda 'ilk arabam' filan mı vardı düşünecek olursan.bi çocuk niye sabahın 4 ünde kalkar başlar mesaiye?çok sinirlendim,büyüse de bi tane şaplatsam poposuna.ayıp ayıp,kimse duymasın,bak herkes çocuğuna karşı ne kadar sabırlı,hiç sinirli olduklarını gördün mü?iyi bi anne değil miyim yoksa ben?

daha neler neler neler.ha söylemeyi unuttum annelik en çok da vicdan azabı demekmiş.

28 Mart 2011 Pazartesi

meydanı boş bulunca...

Evimizde bugün mutlu sona ulaşan hummalı bi temizlik vardı.gördüğünüz üzere ne halı kaldı evde ne koltuk kılıfı.zaten hiç kısıtlamadığımız Ceren hanım meydanı boş bulunca daha bi coştu.











25 Mart 2011 Cuma

Cerenle gezmeye gitmeye kalkarsam...




Cerensiz gezmeye gitmeye kalkarsam ne olur görmüştük hep beraber.bu sefer de Cerenle maceramıza buyrun...

Günlerden Cuma,3 ders kaldı 2 ders kaldı diye geri sayım yapıyorum.niyetim okul çıkışı kendimi bir kahveyle ödüllendirmek.güneş miss gibi,her yer cıvıl cıvıl.Ceren'i kreşten alıp (hatayı burada yaptım) gittik güzide alışveriş merkezimize.

Puseti eşimin arabada kalmış,Ceren kucakta.

İlk iş karnını doyurmak için marketten mama-yoğurt,avutmak için de balık kraker,çikolatalı süt almak oldu.

Elimde poşet,omzumda çantam,kucağımda Ceren.

Güzel semtimizin bakımlı hatunları giyinmişler kuşanmışlar,saç baş makyaj gayet özenli.benimse elbisemin moruyla tonunun tutmadığı mor çorabım,normalde gayet tarz olan ama tebeşir tozundan şu an bişiye benzemeyen çizmelerim,tam bir anne modundaki kirli ama özenle toplanmış saçlarımla göz kamaştırıyorum.elimdeki market poşetimle de gayet uyumlu gözüküyorum.

Kucağımdaki bebenin üstü başı iyi ama birazdan bu durumdan eser kalmayacak.

Girdik cafe'ye,attık kendimizi açık mekanına.Ceren de sandalyeye (mama sandalyesi değil,ne gezer).ilk önce balık krakerle avutma turu.kendileri o anda peçeteleri yırtmak,yere atmak ve attığı parçaların ardından gel diye böğürmekle meşgul.birden böğürme öğürmeye dönüşüyor ve de ağzına 2 tane birden attığı balık kraker yüzünden kusuyor,annesinin avucu duruma yetişiyor.bebenin pantolonu azıcık batıyor,olay hafif atlatılıyor,buna da şükür,anın tadını çıkar diye de düşünüyorum.

Sonrasında yemek yedirme faslımız kolayca atlatılıp,o esnada ben de kahvemi yudumlayıp manzaranın tadını çıkarmak için kaşınıp Ceren'i kucağıma aldığımda Ceren'in kayış kopmuş durumda artık.illaki korkuluklardan aşağı bakıp balkon pervazına dekoratif amaçlı konan taşları almak için bağırıyor.emzik zaten yere düştüğü için ağzı boş ve de korkuluk demirini yalamaya başlıyor ısrarla.

Tekrar yerine oturtup pipetten içmeyi seviyor diyerek süt açtım tok çocuğa.tabi reddetti,eline telefon,peçete,peçetelik versem de kar etmedi.illaki kucağıma gelip aşağı bakmak için mızırdandı zaten kahvem de soğumuştu.kalk dedim yürü,bizi ev paklar.

Tabi canım eve gelmek istemiyor hiç.elime bir de açılmış süt eklenerek bikaç mağazaya giriyoruz.aksilik bu ya beğendiğim,aradığım,istediğim ne kadar çok şey çıkıyor karşıma ama ben hepsine sırtımı dönüp çıkıyorum mağazadan.bir yandan etrafımdaki insanlara azcık çocuğuma bakar mısınız,ben de azcık göz atayım,bikaç bişi deneyeyim dediğimi hayal ediyorum,gülüyorum.

Kucağımdaki bebenin de üstü yemek yoğurt batığı,tam da kaçmak üzereyken alışveriş merkezinden,2 öğrencimle karşılaşıyorum,neyseki velilerle karşılaşmadım diyerek şükrediyorum halime.

Okulda bugün çıkışta gezmeye gidiyorum,kendime vakit ayırıcam biraz diye hava attığım arkadaşlarım ne gülüyodur ama bu yazımı okuyunca.

22 Mart 2011 Salı

orkestra



büyük bi ciddiyetle vik vik vik tavşanı sık




vik vik vik sıkarken çın çın çın ksilofon ekle.




yandaki oyuncak bebek de zıp zıp zıplayarak eşlik ediyor.bizim velet de kendini orkestra şefi sanıyor.

kendime pardon Ceren'e oyuncak aldım.

 

sırada porselen çay seti ve çelik tencere takımı var.gerçekten.

21 Mart 2011 Pazartesi

doğumgünü ayrıntılarımız burada

hayatta tekrar yaşamak istediğin gün var mı deseler Ceren'in ilk doğum günü partisi aklıma ilk gelenlerden olur.çok mutlu olduğum,içimin içime sığmadığı bir gündü.tabi buna en büyük sebep de sevdiğim insanların davetimize gelmesi,hepsini birarada görmemdi.kapıdan giren her tanıdığımla ayrı heyecanlandım.zaman nasıl geçti anlamadım,partimiz hiç bitmesin istedim,kimse gitmesin..

aklımda hep dışarıda bi kutlama yapmak vardı taaa Ceren doğmadan öncesinde bile.mekan olarak parti evi,pastane filan düşündük ama en son aklıma gelen bomba fikirle tam istediğim gibi bi parti mekanına kavuştuk.



partimizi Bahçeşehir'de Tein Cafe'de yaptık.tamamen country tarzı döşenmiş,masal gibi bi yer.duvardaki panolar,raftaki pamuk şekerle doldurulmuş gibi duran kavanozlar,her bi köşedeki ilginç aksesuarlar..çok içimize sindi,tamamdır dedik.

ikram olarak parti için özel hazırlanan tabak sunuldu misafirlere.sınırsız içeceğimiz,çayımız herşey gayet güzel oldu.

e tabi pasta da çok çok önemli bir doğumgünü için.tam da pastayı nerede yaptıracağım derken butik tatlar'dan Özge Hanım saolsun imdadıma yetişti,resmini gönderdiğim pastanın çoook daha güzelini yaptılar bize.o kadar çok beğendim ki anlatamam,hayalimdekinden bile güzel desem.çok çok teşekkür ediyorum kendilerine günümü güzelleştirdikleri için.





bi de işin kılık kıyafeti var.ebay'den veya etsy'den siparişi hemen veririm hemen hazır olur sandım,meğer 1 ay önceden sipariş alınıyormuş.gönderim süresini de sayarsak 40 gün önceden sipariş vermek lazım.son 10 gün kala ne stres yaşadım bi bilseniz,yetişmez diyorlar ben yalvarıyorum.sonunda aklıma Yağmur'un kıyafeti geldi. ella ella kostümevi'ne gittik,diktirdik.ama elbise bize ulaştıgında ne görelim,çok küçük dikilmiş.acilen 1 gün içinde büyüğünü diktiler ve doğum gününden 1 gün önce elimize ulaştı.

e bi de altına ayakkabı aradık,benden kaçmaz,hemen buldum:)tabi o da 1 gün öncesinde.




düşünün ne kadar önceden hazırlıklara başlasak da illaki son ana kalan şeyler oluyor.

bi de işin şarkı kısmı var,hemen bilgisayar işleri acil servisi abime koştum,bana bi akşam içinde hemen baby tv ve sevdiğimiz bebek şarkıları cd'si hazırladı.imkan olsa da herkesle paylaşabilsem,piyasada çocuk şarkısı eksikliği var çünkü.

işte böyle,herşey içimize sindi,çok güzel oldu herşey.sonraki senelerde evde artık Ceren hanım,babandan batırdın beni diye laf işitiyorum zaten:)alırız bizim mahalledeki pastaneden bi pasta,üflersin bitti:)

16 Mart 2011 Çarşamba

15 Mart 2011 Salı

geçen sene...




15 Marttı,ama günlerden Pazartesiydi.aynı bugün gibi güneşli bi gündü.insanın içini kıpır kıpır eden bahar havasıydı tam da.

heyecan,merak,heyacan,korku,heyecan,mutluluk,heyecan,sersemlik,heyecan..

doğdu,şimdiye kadar hissettiklerimden farklı bi sevgi geldi hayatıma.
doğdu,kaybetme korkusu daha bi yerleşti hayatıma.
doğdu,omuzlarıma acaip bi yük yüklendi.
doğdu,olgunlaştım.
doğdu,çocuklaştım.
doğdu,annesiz çocukları düşündüm hep.
doğdu,önceden n'apardım bilemedim.
doğdu,bazı günler yalnız kalmak istedim.
doğdu,uyuduğunda bile özledim.
doğdu,iyi ki doğdu,iyi ki Allah bizi anne-baba olarak seçti..