26 Şubat 2011 Cumartesi

etkileyici bir film: 127 saat



Cuma akşamı kız kıza sinema keyfi:) aslında keyif diyemem son derece gerilim.

arkadaşım tüm filmeri gördüğü için bu film kaldı elimizde seçenek olarak.başta mırın kırın ettim,içim sıkılır konusunu biliyorum ben dedim.yanılmışım.

konuyu size kısaca özetlemem gerekirse,hikaye gerçek bir olay.outdoor adamı olan Aaron'ın kanyonlarda gezerken bir kayaya sıkışması.

evet sadece bu kadar,başka bi olay yok.tek bir oyuncu ve tek bir olayla şahaneler yaratılmış.çekim tekniği,kullanılan efektler,kameranın konumu,flashback ve müziklerle film sizi derinden etkiliyor.olay zaten başlı başına bunalım sebebi.film boyunca çok çok üzüldüm.içim acıdı.aslında anlayana çok derin mesajlar vardı.şu sayfadaki 192 no'lu yorumu okuyunca ne dediğimi anlayacaksınız.

son 20 dakikada bi bölüm vardı ki izleyebilen var mı o sahneyi merak ediyorum keza salonda kimse izleyemedi.ben de kabanımı kafama geçirdim ve de kulaklarımı kapattım.ama yine de her şeye rağmen sinemada izlenmesi gereken bir film!

eğer panik atağınız ya da klostrofobiniz varsa,hassas biriyim etkisinden kurtulamam diyorsanız gitmeyin!eğer gidip de ee çok sıkıldım,bu ne şimdi böyle? diyorsanız da gözüme gözükmeyin!şaka şaka:)

gitmeyi düşünmüyorum ama adamın hikayesini merak ettim diyenleri de buraya
alalım.

24 Şubat 2011 Perşembe

ilkyardım: çocuğumuzun boğazına bir şey kaçarsa?



 ek gıdalara geçişte annelerin en korktuğu konudur,ya bebeğimin boğazına bişi kaçarsa?ilk başlarda eline ekmek-bisküvi vermeye çekiniyordum boğazına kaçaçak diye,ancak bu kadar korumacı yaklaşımla baktım pütürlü yemek yiyemeyecek,blender çocuğu olacaktı.boğazına bişi kaçtığında genelde parmak atarak kusturmaya çalışıyorum.ancak geçen gün başımıza gelen olay (aslında pek bişi olmadı,endişelenmeyin) beni baya paniklettirdi ve ilk yardım eğitimi almama rağmen bilgilerimi tazelememe vesile oldu.

  Cerenle yerde oturuyorduk,bana arkası dönüktü.baktım mımmm mımmm yapıyor,Ceren ağzında ne var dedim,parmağımı soktum,yuttu hemen ama o sırada boğazına takıldı.tahminimce yere dökülen pilav tanesiydi.ama hasta olduğu için salya sümük balgam gibi bilimum akıntılardan dolayı tıkandı,öksürmeye öğürmeye başladı.parmak attım ama kusamadı.nefes alamıyo gibi geldi,zaten burun tıkalı yazık hastalıktan.ben de panik yaptım kapıyı açtım,kimse yok mu bakın diye seslendim.görevli çöp topluyor,geliyorum abla bi saniye diyor.nefret ediyorum böyle kocaman kocaman apartmanlarda yaşamaktan,ölsen kalsan kimsenin ruhu duymayacak Allah korusun.neyse alt komşu duydu sesimi,geldi baktı,yok yok nefes alıyo dedi,rahatladım ama ömrümden ömür gitti.görevliye diyorum ki doktor yok mu sitede,var 10.katta,gel çıkalım diyor.Allahım yarabbim.neymiş doktor gelmezmiş bizim ayağımıza.gitti bizim görevli doktora,doktor ne demiş biliyo musunuz ben dahiliyeciyim,çocuk doktoruna götürsünler,mesuliyet alamam.benim istediğim ilk yardım masajı ya,ameliyat yap demiyorum!


işte o günden beri internette yazıları okuyorum videoları inceliyorum.size bebek hemşiresi Ayşe Öner'in sitesinden aldığım yazı:




''Çocuklar yemek yemeye başladıkları zaman ebeveynlerin çok dikkatli olmaları gerekir. Dört yaşın altındaki çocukların boğazlarına takılan yemek veya küçük nesnelerin boğulmaya yol açma riskleri yüksektir.



Boğulma solunum yolunun tıkanması, ciğerlere ve beyne giden oksijeni engeller. Eğer beyne 4 dakikadan fazla süreyle oksijen gitmezse beyin zarar görür veya ölüm meydana gelir.


Her yıl tıkanma sonucu çok sayıda erkek, kadın ve çocuk hayatlarını kaybetmektedir.


Çocuklar ve bebeklerde tıkanma durumunda uygulanacak doğru ilkyardım yöntemleri meydana gelebilecek ölümleri engeller.


İlk yardım:


1. Nefes alıp almadığını, ağlamasını ve konuşmasını gözlemleyin kuvvetli şekilde öksürüp öksürmediğine bakın. Kuvvetli öksürük orada küçük bir tıkanma olup olmadığını gösterir. Kuvvetli öksürükle bu tıkanmadan kurtulmak mümkündür.


2. Eğer kuvvetli öksürük varsa ilkyardıma başlamayın. Bu durumda ilkyardım aksi tesir yapabilir ve solunum yolu tamamen tıkanabilir. Eğer çocuğunuz öksürüyor, ağlıyor veya konuşuyorsa hemen doktoru arayıp onun fikrini alın.


- Çocuk hiç nefes almıyorsa,


- Çocuğun solunum yolu tamamen kapalıysa; çok hafif bir öksürüğü varsa ve rengi değişiyorsa,


- Eğer tıkanmış olduğuna eminseniz, yardım çağırın ve aşağıdaki ilkyardım tekniklerini uygulayın:


Bir yaşından küçük çocuklar için:


1. Bbebeği kolunuza yüzükoyun yatırın, başı asağı gelecek şekilde ve elinizle başına ve boyuna destek yapacak şekilde tutun.


2. Bebeğin kürek kemikleri arasına 5 kere kuvvetli bir şekilde vurun (el ayanızın alt bölümü ile).


3. Eğer tıkanmaya yol açan nesne çıkmazsa, yine başını ve boynunu destekleyerek bebeği kolunuzun üstünde çevirip sırtüstü yatırın; orta ve yüzük parmağınızla göğsünün alt kısmını, göğüs kemiğinin ortasına yakın bir yere ittirin.


4. Bebek tepki vermiyorsa sırtüstü yatırın, çenesini geri çekin; çenesini kaldırarak dilin solunum yolunu tıkamasını engelleyin. Eğer bu duruşta nesneyi görüyorsanız, parmağınızla alın; ancak bu işlemi sadece nesneyi görüyorsanız yapın, aksi halde daha fazla tıkanmaya neden olabilirsiniz.


5. Bebeğiniz hâlâ nefes almaya başlamamışsa başını geriye doğru atın, ağzınızı bebeğin ağız ve burnunu kapatacak şekilde yüzüne yerleştirin ve 2 yavaş nefes verin, eğer bebeğin göğsü kalkarsa bu tıkanmanın açıldığını gösterir.


6. Eğer göğsü kalkmazsa başını geriye atıp bir kez daha 2 nefes verin, bu kez de göğsü kalkmazsa tıkanma sürüyor demektir.


7. 5 kereye kadar sırtına vurun ve göğsünü bastırın.


8. Nesne öksürükle çıkana kadar veya kurtarma nefesi başarılı olana kadar devam edin.


9. Bu işlemleri 2 dakika süreyle yaştıktan sonra, kesip hemen ambulans sağırın. Eğer bebek ufaksa ilkyardıma devam ederek telefonunuzun yanında mutlaka acil servis numaralarının olması gerekir.


Bir yaşından büyük çocuklar:


Eğer çocuk nefes almakta zorlanıyorsa ve boğulma tehlikesiyle karşı karşıya aşağıdakileri yapmaya başlayın:


1. Çocuğun arkasına geçip, ellerinizi koltuk altından geçirip göğsünden kavrayın.


2. Yumruğunuzu çocuğun midesinin ortasına koyun (hemen göbeğinin üstüne) ve öbür elinizle kavrayın.


3. 5 kez yukarı ve içeri doğru ittirin (göğüs kemiklerine dokunmadan).


4. Acil servisin arandığına emin olun. Eğer çocuk tepki vermiyorsa, sırtüstü yere yatırın. Çeneyi yukarı kaldırın, böylece solunum yolu dil tarafından engellenmez; eğer nesneyi görüyorsanız, parmağı çocuğun ağzına dik olarak kesinlikle sokmayın. Başı geriye kaldırın, ağzınızı çocuğun ağzına iyice kapayın ve parmağınızla burnunu tıkayın. 2 kez yavaş nefes verin (göğüs kalkana kadar).


Bunları yaptıktan sonra ara verip -o ana kadar aramamışsanız- hemen acil servisi arayın.''

ayrıca uzmantv'den de bebeğe ve çocuğa ilk müdaheleyi izleyebilirsiniz.hepinize kazasız günler diliyorum,Allah korusun tüm yavrucakları.

23 Şubat 2011 Çarşamba

bir eksiklik var ama...



  Nine West'te bu çantayı indirim döneminde kaçırdığım için çok üzülmüştüm.aradım taradım hiç bi yerde bulamadım.internetten almaya karar verdiğim bi anda kavuştum çantama.ama tek bi farkla.internet sitelerinde bu çantanın ismi bella diye geçiyor ve bu modelde resimde gördüğünüz üzere zımbalar mevcut.






ama ülkemizde satışa sunulanlarda yok:))o kadar çok resimlerine bakmışım demekki netten,çantayı ayırtıp almak için gittiğimde resmen hayal kırıklığına uğradım.ama bu çanta böyle olmamalıydııı,nerde zımbaları diye söylendim.cık cık cık,resmen malzemeden çalmışlar!

21 Şubat 2011 Pazartesi

Body Shop Body Polish



 body shop vücut bakım ürünlerinden denemeyeniniz kaldı mı?

birçok ürününü kullandım ama bittikçe aldığım tek ürünü bu body polish oldu.tabi bi de peeling eldivenleri:)sadece satsuma ve çileklisinden var.ikisini de kullanıyorum,ikisinin de kokusu güzel.diğer serilerde de üretilmesini umuyorum.

scrubların aksine köpüren bi ürün olduğu için hoşuma gidiyor.banyodan çıkmadan önce eldivenle uyguluyorum.söylemesi ayıp sanki dakikalardır yıkanan ben değilmişim gibi kapkara kir akıyor:))kokusu da kalıcı,üstüne de butter sürdünüz mü ohh misss.gerçi ben butterdan pek hoşlanmıyorum,vücut losyonları daha hoşuma gidiyor,daha hafif.

şu aralar vanilya ve çilek serisinde 2 al 1 öde fırsatı var.kaçırmayın derim.ben 2 tane çilekli body polish kaptım bile.

20 Şubat 2011 Pazar

pisi pisikopatım

   


kardeşim 1-2 yaşındayken ortaokuldaydım ben de.12-13 yaşlarındayım yani..bi oyuncak sepeti vardı,oyuncaklarıyla oynadıktan sonra ben hemen toplardım ortalıkta dağınıklık olmasın diye.ama o n'apardı?tam oyuncak sepetinin yanından geçerken devirirdi inadına,hiç bişi olmamış gibi yoluna devam ederdi.bense külkedisi misali tekrar toplardım oyuncakları.





bu huyum böyle geldi böyle gidiyor.her yer kitap gibi olmalı,çekmeceler,dolap içleri muntazam bi şekilde yerleşmiş olmalı.e çocuk olunca haliyle daha gevşek davranıyorsunuz.en azından keşfetmeyi öğrensin diye ses çıkarmıyorum etrafı karıştırıp dağıtmasına.ama içim içimi yemiyor değil.





odasını topluyorum mesela orta yerdeki kıyafetlerini filan.o sırada hemen başlıyor dolabındaki ayakkabıları indirmeye.işi bitince bez kısmına geçiyor.ben başlıyorum ayakkabılarını tekrar dolabına dizmeye..bezleri indirince geçiyor çekmecelere.tabi ben de başlıyorum bezleri tekrar eskisi gibi yan yana düzenli bi şekilde rafa dizmeye..

bu böyle devam ediyo o dağıtıyo ben topluyorum o dağıtıyor ben topluyorum.aslında hiç toplamasam bakın bu olay çözülecek:)

19 Şubat 2011 Cumartesi

sahalara döndük

alkış yapsam mı acaba?
   uffs dişlerim kaşınıyo.



ben iyileştim biliyo musunuz?heyoooo heyoooo.




annem diyo ki hiç bi çocuk hasta olmasın.evde neşe huzur kalmıyomuş çünkü.




ben de o zaman tüm arkadaşlarıma sağlıklı günler diliyorum.

15 Şubat 2011 Salı

ama ben böyle hayal etmemiştim.



 tatil bitiyor diye strese girecektim,annemi yolcu ettiğimiz gece uyuyup uyanıp onları düşünecektim,pazar günü belki biraz dışarı çıkıp,akşam da okul açılıyor diye bunalıma girecektim,pazartesi sendromu başlayacaktı.ayrıca Ceren kreşe başlıyor diye de (gelecek post konusu) heyecanlanacaktım.onun çantasını hazırlayıp,kafamdan kıyafetlerimi kombinleyip çalışmak istemiyorum diyerek iç sıkışmasıyla yatağa girecektim.





ama öyle olmadı..pazar günü Ceren'in burun akıntısıyla güne uyanıp geceyi ateşi dindirmeye çalışmakla geçirdik.pazartesi sendromunu bırakın günlerden pazartesi olduğunu bile unuttum.bi baktım çarşamba gelmiş bile.






bu hafta nasıl geçecek bilmiyorum.sağlıklı günlerimizde ne yapardık hatırlamıyorum.neye sıkardım canımı,neyden mutsuz olurdum??



9 Şubat 2011 Çarşamba

baby memory prints


uzun zamandır alayım mı almayayım mı diye düşünüyordum.biraz geç oldu ama taa 10.ayda anca almaya karar verdik.bikaç çeşidi var bunların.biz masa üstünde de kullanılabilecek olanından seçtik.bi tarafa resim konacaktı aslında ama biz hamuru ikiye bölerek el ve ayak izlerini koyduk.ayak izi çıkarmak kolay ama el izi çok zor.akşam 20 kez filan denemişizdir.en son artık bugün uyurken el izini aldım,tam istediğim gibi olmadı ama yine de.

bence bir çocuğa bırakabilecek en güzel bebeklik hatırası.

8 Şubat 2011 Salı

strawberry alışverişim



aslında alışverişimiz demek daha uygun.

acaip bi indirim vardı çilek'te geçtiğimiz haftalarda.parfümlerde ekstra %10 indirim olunca tadından yenmez hale geldi.üstüne miss you indirimi gelince kaymak oldu kaymak.alışveriş hızımı arttırdığım için nedense bi suçluluk hissettim(!) ve kendime parfüm almadım.eşim de 200tl'lik parfümün 40tl'ye düştüğünü duyunca e alsaydın,niye almadın? diyince kafamı duvarlara vurasım geldi.neyse bi tane daha miss you indirimim var,onu değerlendirim artık.

aldıklarımıza gelince:

estee lauder concealer,kendime..
dermalogica yüz temizleme jeli ve tonik,kendime.
elizabeth arden-fifth avenue after five parfümler,davidoff silver shadow ve burberry weekend after shave balsam arkadaşlara.

7 Şubat 2011 Pazartesi

filik



annem filik diye seviyor Ceren'i.kıvırcık koyunlara denirmiş.e haklı değil mi?yakışmamış mı bizim kuzuya bu laf?


Aşk tesadüfleri sever.



   twitter da olmasa vizyona yeni giren filmleri duymayacağım valla.neymiş bu aşk tesadüfleri sever,bi de biz görelim dedik.e fırsat bu fırsat anneanne de burda,değerlendirmek lazım:)

  duygusal bi film olduğunu okumuştum.filmin başında heh dedim tahmin edebiliyorum sonunu.yok olmadı tahminimde yanıldım.

 güzel bi film,geçmişte yapılan yolculukları güzel yapmışlar,çocuk oyuncular süper.

babam ve oğlum,ıssız adam gibi filmlerden alışkınız bi kilit sahne olması ve o sahneden sonra izleyicilerin kopması (ağlayarak yani) yine bu filmde de yapılmış.her şey romantik romantik giderken pat hüzünlü son.

gidilip görülmesi gereken bir film.sahnelere uygun şarkı seçimi çok başarılı olmuş.çok etkileneceksiniz!

Ceren iş başında.

   bir pazar sabahı Ceren'i avutmak için annesi Ceren'i odasına koyar ve rahat bırakır.

orta yerde toka kutusunu gören Ceren heyecanlanır,başlar karıştırmaya ama önce annesine karıştırabilir miyim annecim? dercesine bi bakış atar.




ve başlar maden arama çalışmalarına.







ve nitekim aramalar sonuçsuz kalmaz.çok şaşırır bu duruma.



bi yan bakış fırlatır.




Ceren ufaktan sıkılmaya başlar kutudan.içindekilerle işi bitmiştir çünkü.



sıra dolabındaki yastıkları indirmeye gelmiştir.bu görevi de başarıyla tamamlayıp sıradakine geçer.



tam gitmeye karar vermişken yolda bir şişeye rastlar.e onun da halini hatırını sormadan olmaz.



ve Ceren yeni yaramazlıklar için başka diyarlara yelken açar.


2 Şubat 2011 Çarşamba

hayat acımasız



çok üzüldüm çok.gencecik olmasına mı,daha küçücük çocuğunun olmasına mı,hayatın acımasız gerçeği çarptı yüzüme sabah sabah.