21 Haziran 2010 Pazartesi

Anne Cafe'den inciler



Anne Cafe baştan sona kadar okuduğum ender bloglardan biri.biçok yazısında boğazım düğümlenir,alır beni götürür ya da silkinip kendime getirir.ve sahibesi tarafından izlenildiğimi anlayıp hele üstüne yorumlarını görmek beni çok mutlu etmişti.

annelik ve doğum sonrası ile ilgili bi yazı yazmak aklımda.ama öncelikle sizi anne Cafe'nin kaleme aldığı şu yazıyı paylaşmak istiyorum izniyle.duygularıma tercüman olmuş.


''Anneleri en iyi annelerin anlaması lazım. Çünkü yaşadılar, bilirler. Çünkü yaşadık ve biliyoruz.
Bir arkadaşınız, komşunuz veya bir akrabanız, yani tanıdığınız bir kadın anne olduğunda ne yapmalısınız, ne yapmalıyız biraz düşündüm. Bence iyilik adına, Allah rızası denen büyük güzellik adına, karşılığında teşekkür bile beklemeden ve hatta karşımızdaki insanı tanımasak bile, hatta sevmesek bile yapmamız gerekenler var, bunu iyice anladım. Unutmamak için işte buraya yazıyorum. Kardeşim anne olduğunda, bir arkadaşım anne olduğunda buradan bana bağırsın bu yazı ve hatırlatsın kendini:)


Yapılmayacaklar

*Bu insanın yardıma o veya bu şekilde mutlaka ama mutlaka ihtiyacı var bu tartışılmaz ama yardımın ne şekilde verileceğine bizim karar vermememiz lazım. Bilip bilmeden hooop temizlik yapalım, hoooop camları silelim, hooop mutfak raflarına örtü serelim gibi şeyler yapmayalım.

*Yeni doğum yapmış bir kadına hayırlı olsun ziyareti (özellikle ilk ay) çok acil bir şey değil, bekleyebilir. . Küçük altınımızı veya pijama takımımızı sonra da verebiliriz. Şu an çok daha önemli şeyler var.

*Sorulmadıysa öğüt vermemeye dikkat etmeliyiz. Benim annem sorduğumda bile çok az öğüt veriyor şu günlerde:) İlle çok acil müdahale gerekiyorsa, "yardım ister misin? anlatmamı ister misin?" gibi bir şeyler sorduktan sonra konuşmalıyız.

*Emziren bir kadının yanına, kendisi çağırmıyorsa girmemeliyiz. Ortada emziriyorsa ayrı tabi. Biri benim emzirdiğim odaya girip, "aa tam tutamıyo, aaa süt az mı?" gibi birşeyler söylediğinde çok kızmıştım.

*Kendi göbeğimizin sezaryenden kaldığı gibi bir şeylerden, doğum yaptığımız hastaneden filan bahsetmemeliyiz. Hanımlar, burası başka bir annenin alanı, bu onun günü, bu onun olayı, ilgi odağı olacak biri varsa o siz değilsiniz. Hikayeler bekleyebilir. Daha sakin zamanlarda herkes keyifle dinleyecek sizi, acık açılın şöyle:)

*Evimizde oturup, "nasılsa bir ihtiyacı olursa beni arar" demeyelim. "Sesi telefonda çok iyi geliyor" demeyelim. Bazı insanlar, yardım veya ilgiye ihtiyaçları olduğunu net bir şekilde ifade edemeyebilirler. Kafaları karışık olabilir. Ne tür bir yardım istediklerini bile bilmiyor olabilirler:)

"Aradım ama açmadı veya biraz soğuk konuştu, demek ki istemiyor" demeyelim. Israrla arayalım. Heyheyleri gittiğinde daha iyi konuşabilir. Benim bir arkadaşım öyle mesela. Geçen gün aradığımda geçiştirir ve hemen kapatmak ister gibi acele konuştu. Başka bir gün direk "kapatmam lazım şimdi" dedi. Bozuldum ama sonra kendimi düşününce hak verdim. Bazen o kadar yorgun oluyorsunuz ki, tam çocuğu uyutmuş, dinlenmek isterken o çok değerli dakikaları telefonda geçirmek istemiyorsunuz. Sonra bir gün o aradı, normal konuştuk, sonra ben yine aradım derken meselenin benimle ilgisi olmadığını anladım.

*Arıza çıkarıyorsa, geçicidir. Fazla üzerinde durup kişiselleştirmeyelim. Bir de şu söz çok güzeldir aklımızdan çıkarmayalım: "İnsanların (şu durumda lohusaların) sevgiye çok ihtiyaçları var, özellikle de hak etmedikleri zaman."


Yapılacaklar

*"Nasıl yardım edeyim?" diye kendisine soralım. Çünkü bu kadın, dışarıya alışverişe gidemiyor, gitmek istemiyor olabilir. Alışverişini yapabiliriz.
Yemek yapmak imkansız olmuş olabilir. Yemek yapıp götürelim. Buzluğa koymak için bir şeyler pişirip götürelim.

*Çocuğu dışarı çıkarabilirsek çıkaralım. O evde dinlenebilir.

*Çocuğa evde bakabiliriz. O uyuyabilir.

*Çocuğa evde bakabiliriz. O dışarı gidebilir.

*Konuşmak ister mi? sorabiliriz. Belki de hiçbir şey yapmamızı istemiyor, sadece dinlememizi istiyordur. Şikayetlerini sıralamak onu daha iyi hissettirmeyecek olsa bile, o sırada ona ihtiyacı olduğunu düşündüğü için onu dinleyebiliriz. "Haline şükret, seninki yine iyi, daha neler var, Allah daha büyük dert vermesin" gibi şeyler söylemek yerine, "İyi gidiyorsun" diyebiliriz. Veya hiçbir şey demeden bakabiliriz. Yargılamadan.

*Belki de hiç konuşmak istemez de, sizin dışarıdaki hayatı ona anlatmanızdan hoşlanır. O zaman o dursun siz ona işinizden, gücünüzden, gezmelerinizden, okuduklarınızdan bahsedin.

Bu kısmı kendim için ayırdım: Bence bebekli bir anneye yapacağınız en büyük iyiliklerden biri, bulaşıklarını yıkamak/bulaşık makinesini doldurmak/boşaltmaktır. Benim için bunu yapan insanlara teşekkürü borç bilirim:)

*Çocuğa bakabiliriz. O temizlik yapabilir. Hayatımda hiçbir temizlikten almadığım zevki şu son bir aydır yaptığım iki temizlikten aldım. Birinde annem, diğerinde kaynanam yanımdaydı ve Ayşe'ye baktılar. O ne güzel histi öyle. Hiç kesintiye uğramadan cilala parlat cilala parlat. Böyle trans halinde temizlik. Süpürge sesi, vileda, çamaşır sulu cifle ocak silmek, şu halının yerini mi değiştirsem? şu sandalyeyi diğer odaya mı koysam? gibi şeyler düşünerek... Bugün telefonda konuştuğum arkadaşım da aynı şeyden bahsetti: "Hayatımda soğan doğramaktan hiç bu kadar zevk almamıştım!" "İnsan diyor ki, ben başka şeyler de yapabiliyomuşum!"

*Anneyi dışarı kaçırabiliriz. Bunun için sizi aramasını beklemeyin. Çocuğunun ona sürekli ihtiyacı olduğunu düşündüğü için bitişik bir yaşam formuna geçmiş olabilir. Veya çocukla giderse çocuğun çok ağlayıp rahatsızlık vereceğini düşünüyor olabilir. İnsan bir kez evden çıkmamaya alıştıysa, çıkmamak için bir sürü bahane üretmeye başlar beyin. Bence çocuğu büyük veya küçük, her annenin kaçırılmaya ihtiyacı olur. Anlık kararlara. Biri sizin için plan yapsın, pıt! arasın, geliyorum hazırlan(ın) desin, sonra şıp! diye alsın bir yerlere götürsün ve hakikaten puff! tebdil-i mekanda ferahlık olsun. Buna kimin itirazı olur?

*Alışverişe götürebiliriz. Bugün Nihal (30, iki aylık erkek bebek annesi), kafasında iki aydır takılı duran kelebek tokasından ve beyazlayan saçlarından bahsedince önce epey güldük, sonra da düşündüm. Tamam alışverişten ruhsal çözümler beklemeyelim de gezmeye çıkabiliriz biraz. Belki kafasına yeni bir kelebekli toka almak ister? Yine diyor ki: "Düşünüyorum, arkadaş! ben alışveriş merkezine gidip ayakkabı deneyebilen bir insandım, ne oldu?" :)

Çokoprenses'in yazısında gözlerim dolmuştu, sonra da Nihal'le konuşmamız üstüne tuz biber oldu. Herkes bir şekilde, farklı dozlarda da olsa yaşadı bunları. Anneleri en çok annelerin anlaması lazım. Anlayalım. Hatta hızımızı alamayıp Anne Destek Grubu kuralım. Orada haftada bir buluşup birbirimize sarılıp ağlayalım:) ''

13 Haziran 2010 Pazar

iki resim arasındaki 7 fark



geçen sene bu vakitlerde çekilmiş bi resim.daha Ceren portakalda vitamin iken..diğeri ise malumunuz şimdiki halim.sıksam 20 tane fark çıkar da 7 tane ile yetinelim,daha fazla bunalıma girmeyelim.

1. ilk dikkatimi çeken kütükten hallice bacaklarım ve basenim.
2. eşimin göbeğiyle dalga geçerken şimdi bana da hasıl olan göbeğim.
3. oje,hem de en pembişinden.şimdiyse ojeye hasret tırnaklar.
4. öncesinde düzleştirilmiş temiz saçlar,şimdiyse yıka ve çık.
5. owwww topuklu ayakkabı!!şimdiyse babete talim.
6. öncesinde full makyaj,şimdiyse doğal güzellik(!).
7. öncesinde laylaylom bi hayat,şimdiyse yaşama sevincim Cerenim'li hayat.

spor salonu üyeliği 2000 TL
topuklu ayakkabı 150 TL
yeni makyaj malzemeleri 200 TL
kuaför-saç bakım 200 TL
Cerenli hayat paha biçilemez:)

yaz



balkonlardan gelen çatal-bıçak sesleri,dışarıda oynayan çocukların cıvıltısı ve her yeri saran karpuz kokusu..

10 Haziran 2010 Perşembe

Ceren modası



Gencer'in annesi,Ayaz'ın annesi,Defne'nin annesi tarafından mimlendim.gelelim sorulara:

1.Nasıl Giydiriyorsunuz?

kat kat giyinmeyi sevmediğim için bebeğimi de ilk günden beri kat kat giydirmedim.doğduğundan itibaren,içine body,üzerine de patikli tulum o kadar.eline eldiven bile giydirmek istemedim de eh adet yerini bulsun diye 1 hafta giydirdim.şapka da aynı şekilde.zaten örgü yelek-hırka-patik pek hazzetmiyorum,şık gelmiyo bana.o yüzden örgü de pek giymedi.3 kat kıyafet giydirenleri duydum,ay yok bunalırım ben.

şimdilerde evde hala patikli penye donları giyiyor:)salonumuz güneş almıyor o yüzden cıbıl cıbıl dolaşamıyoruz.evde de uyumlu ve güzel giyinmesini istiyorum.çıtçıtlı bodysine uygun bi patikli penye giydiriyorum.dışarı çıkarken ise şort giyiyoruz.bugün doktor kontrolüne gittiğimizde acaba çok mu rahatım diye düşündüm.4-5 aylık bebekler hala uzun kollu,uzun paçalı giyiniyo.bizse şortlar-tişörtler..hele yeni doğanları görseniz,yazık yavrum boğulacak nerdeyse sarmışlar sarmalamışlar..

2.Marka mı ? Pazar mı ? Semt butiği mi? Nerelerden alış veriş yapıyorsunuz?

marka diye bi takıntım yok ama aldığım ürünün kaliteli ve tarz olmasını istiyorum. mothercare,chicco ev kıyafetleri için alışveriş yaptığım yerler.gezme kıyafetleri ise Kanz,Zara,Panço,C&A.yazlık penye şortlar filan aldım LCW ve Wenice'ten.pek beğendiğimi söyleyemem.Benetton ve Gap de favorim.alışveriş yapacağım mağazalar arasında.daha sezonu yeni açtık:)

3.Haftada 3-5 defa makine döndüren çamaşır canavarlarının cicilerini ütülüyor musunuz?

evet mutlaka.temizliğe gelen abla ütülüyo ama ben de Ceren'in kıyafetlerini ütülemekten zevk alıyorum.çekmeceye yerleştirmek filan.ohh miss gibi.saçı fön,kıyafeti ütü gösterir:)zatn ütü takıntım vardır.evde herşey ütülenir.

4.Terlik mi Sandalet mi?

şu anda hiç biri:) spor ayakkabı giyiyor şu anda.yazın Zara'nın sandaletlerine geçiş yapmayı umuyorum.ohh bi de indirimi başlasa:) rengarenk Crocs'lara bayılıyorum bi de.

5.Şapka sorun mu ? Nasıl çözüyorsunuz?

şapka pek giymedik.dışarıya çıkarken pusetinin gölgeliği koruyor.bikaç hafta sonra yazlığa gidicez,o zaman için bi şapka düşünmek lazım.

6.Malum deniz mevsimi açıldı.Mayo kullanıyor musunuz? Öneriler ?

bikini giyecek benim kızım:) yazlıkta denize sokmam diyodum ama aaa olr mu öyle şey dediler.bilmiyorum o kadar küçük alt var mı mothercare'de filan?donsuz dumansız girer artık:)


ben de Laloşumun,Zeynep Duru kuzumun ve Zeynep Ela'nın modasını merak ediyorum.

8 Haziran 2010 Salı

haydi kızlar alışverişe!



beklenen LaSenza indirimi başladı internet sayfasında.aralık ayı sonunda yaptığım alışverişten çok çok memnun kaldım,tepe tepe kullandım,terliklerim filan eskidi,o derece yani.

Mango indirimi de ufaktan başlamış ama pek uğramayı düşünüyorum.Temmuz başındaki Zara indirimini bekliyorum.aslında indirim zamanı inzivaya çekilmek lazım,şöyle medeniyetten uzağa,dağ başına.hiç görmesek bilmesek indirimleri.strese girmesek 'ay istediğim elbise kaldı mı,bedeni var mı' filan diye..alışveriş için her daim tetikte olan bana pek iyi gelmiyo bu indirim haberleri,bünyeme ağır geliyo,gözüm dönüyo:)

3 Haziran 2010 Perşembe

kızın mı var derdin var:)

2,5 aylık bi bebek,üstelik ayına göre kilosu da normal olan bi bebek kaç aylık kıyafet giyer?3-6 ay filan di mi?yooook,zara'dan kah 6-9 kah 9-12 ay,C&A'dan 6-9ay,LCW'den 6-12 ay,wenice'i ise hiç anlayamadım,nerdeyse-12-18 ay alıcam da utanıyorum.niye kalıpları böyle küçük yapıyolar diye düşünürken anladım ki 1 kez giyilsin yenisi alınsın diye yapıyo üreticiler bence.yani fotodaki kıyafetler hiç de çuval gibi değil di mi?

tokasız çıkmam abi:)tüh frikik vermişiz:)