28 Eylül 2013 Cumartesi

Kıyıköy


 İstanbul'a yakın ancak şehrin karmaşasından bi nebze de olsa uzak olmak için hep aklımızda olan Kıyıköy'ü tercih ettik.

  Konaklayacak bir tane adam gibi tesis var ancak o da dolu olduğu için en iyisi günü birlik gidip gelelim dedik. Çok da iyi etmişiz kalmamakla. 2 saat zor durduk Kıyıköy'de,içim sıkıldı.


Kııyıköy, İstanbul'a 2 saat uzaklıkta, Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı bir balıkçı kasabası. Karadeniz kıyısında yani.






Yeşilliklerin içinden geçerek varıyorsunuz. Eşsiz bir manzara karşılıyor sizi.  Keskin yamaçlar ile buranın bi İskoçya bi İrlanda'dan ne farkı var diyorsunuz.







Sonra ne farkı olduğunu sahildeki çöpleri görünce anlıyorsunuz. Her yer çöp, her yer pislik. Dönüş yolunda farkettik ki yolun da sahilden bi farkı yok. Yol boyunca pet şişeler,çöpler...








Ceren de bulduğu çöplerle oynamaya başlıyor :/








Karadeniz ya deniz ayrı bi hırçın. Zaten plaja asılmış bi levha var. Bu sahilde 5 yıl içinde 18 kişi boğuldu diye...






Tabi insanlar denize girmeye devam ediyor,girecekler de. Ancak, keşke penye tişörtle,donla girmeseler. Rüzgara,çöplere, görüntü kirliliğine,piknikçilere 10 dk anca dayandıktan sonra yemek yemek için yer bakmaya başladık.






Kasaba yüksekte olduğu için inanılmaz bi manzara eşliğinde yemeğinizi yiyebilirsiniz. Ya da biz öyle sandık.







Manzara konusunda hiç şüpheniz olmasın! Enfes. Ancak tesisler berbat. Saklı Bahçe, Saklı Cennet gibi tesisler mevcut. Hangisine oturduk inanın hatırlamıyorum belki de hatırlamak istemiyorum.











Balıkçı kasabasına gidip balık yemeden olmazdı. Servis o kadar yavaştı ki pişman olduk. Zaten çok temiz bir yermiş gibi de gelmedi izlenim olarak. Sunum berbat, salata geldi, yemek tabağında. Ceren'e ancak yetecek miktarda. Mezeler azıcık,tadımlık. Geç gelen balıklar da hiç lezzetli değildi. O servise o hesap,o konuya hiç girmeyeceğim.










Acaip depresif bir yer. Bakımsız, belli ki burada yaşayanlar da kıymetini bilmiyor, belki de yerel yöneticilerde suç.





Yemekten sonra kasabayı turladık.  Ancak içimize sıkıntılar geldiği için daha fazla dayanamayıp evimize döndük.





 Konaklama yapılacak bir yer bulursak kalırız demiştik ancak kalınacak gibi değil. Bir kaç pansiyon/motel tarzı yer var ama inanın kapısından girmezsiniz. Bir tane adam gibi otel var,o da gittiğimiz dönemde doluydu.










Gittik geldik,hava değişikliği mi oldu yorgunluk mu oldu bilemiyorum:))






İnanın Kıyıköy'ün en güzel yanı acaip fotojenik olması [nasıl bi tabirse:)]  Çok çok güzel fotoğraflar yakalayabilirsiniz. Zaten bu geziden de elimizde sadece güzel fotoğraflar kaldı, onun dışında olumlu hiç birşey yok:))  Neyse,bir sonraki durağımız Bozcaada oldu da içimiz açıldı:)   Çok yakında blogda..



4 yorum:

  1. Tam bir Karadeniz sahillerini görmek için bizim bu taraflara doğru epeyce gelmek gerek. Sinop, Samsun, Trabzon, Giresun vs gibi yani. Güzel kamplar, tesisler ve doğal güzellikler... Reklam gibi oldu:)) Güzel bir deneyim olmuş, doğa her haliyle iyi geliyor. Selamlarla

    YanıtlaSil
  2. Maşallah kızınız çok tatlı. Kıyıköy çok güzel duruyor en kısa zamanda gideceğim

    YanıtlaSil
  3. oldukça dürüst bir yorum , kesin..

    YanıtlaSil
  4. Haklısınız az bile yazmışsınız, sizi kazıklayan ve bunu yaparken 'seni kazıklıyorum 'tavrı takınan yerlisi, çöpten görünmez olmuş sahili, hastalıklı köpeklerin etrafta dolaşıp korku salmaları... Daha bi çok iç daraltıcı şey oranın doğal güzelliğini nötrlüyor maalesef. Bizim gördüğümüzü elbette yöre halkı da görüyor ama bi boşvermişlik var.

    YanıtlaSil

hadi sen de yaz fikrini!