27 Mayıs 2011 Cuma

rengarenk

Bu yaz rengarenk geçecek.







18 Mayıs 2011 Çarşamba

Geciken 1 yaş kontrolü

   İlk 8 ay Ceren'i düzenli olarak aylık kontrollerine götürdüm.Sonra saldım çayıra.Nasıl olsa (çok şükür) bi sağlık sorunu yoktu,gelişim de normaldi,gereksiz gördüm,1yaş kontrolüne götürürüm yeter dedim.Ancak sağlık ocağında aşıları da yapılınca bizim 1 yaş kontrolü 2 ay sarktı.




Aslında 1 yaş kontrolünde bi numara yokmuş.test mest yapılır diye düşünüyordum,yok yapmadı doktorumuz.önceki kan sayımlarına baktı,o zaman da bi anormallik olmadığını,büyük ihtimalle yine kan değerlerinin iyi olduğunu söyledi.




Aslında bikaç sorum vardı,yoksa yine gitmezdim doktora.en başta ayakkabının nasıl olması gerektiğini sordum.ayağında converse vardı,gayet iyi bunlar dedi.ortopedik ayakkabıya gerek olmadığını,evde yalın ayak dolaşmasını tavsiye etti.Daha yürümediğini söyledim,18 aya kadar normal dedi.

Koyun kakası gibi boncuk boncuk kaka yaptığını söyledim.(çok gülüyoruz kakalarına) Muz ve elma yaparmış.Sulu gıdalara ağırlık vermemizi tavsiye etti.Meyve olarak da armutun iyi geldiğini söyledi.



 


İnek sütü mü,aptamil junior mu diye sordum.tabiki de junior'un içinde ekstra vitaminler var ve demirle zenginleştirilmiş ama içmese de olur dedi.kendi çocuklarına kullanmak istediğini ama tadını beğenmedikleri için inek sütü verdiğini söyledi.

Sakın inek sütüne bal-şeker filan koymayın dedi.Hem dişlerine zarar,hem de şekerli yemeye alışmasın dedi.Tahin-pekmez veriyorum dedim,reçelden iyidir dedi.Ama kan yapsın diye pekmez yerine kırmızı et çok çok daha önemliymiş.Her gün yemesi çok önemliymiş.Günülük beslenme düzenimiz doktorun tavsiyeleriyle örtüştü. 



Sabah kahvaltısını merak ediyordum.Yumurta yiyor severek,ardından milupa tahıl karışımı-ceviz-tereyağı ile hazırladığım muhallebi ve ayrı olarak peynir yiyor.ekmek-peynir-omlet tarzı yemediğini sordum.eğer ayrı ayrı yiyorsa,hepsini muhallebiye karıştırmıyorsan bi sorun yok dedi.Önemli olan yemeklerini sakın blenderdan geçirme,çatalla ez dedi.zaten öyle yapıyorum,yüreğime su serpildi.Hemen bizim gibi yemek yemesini bekleme dedi.

2 tane de azı diş yoldaymış.Hayırlı işler bize...


 
Dedim geçen gün annemden büyükçe bi öğretmen arkadaş,bu çocuk zayıf,iştahı yok mu diye sordu.Doktor hanım şaşırdı,biz bile rahat bi şekilde söyleyemiyoruz bunu annelere,onlara ne herkesin çocuğunun kilosu dedi.Ceren'in boyunun 80 cm olduğunu,yaşıtlarına göre uzun olduğunu söyledi.Kilosunun da 10kg olduğunu,her şeyin gayet güzel olduğunu söyledi.

Baksana dedi kıpır kıpır.Niye bütün Cerenler böyle oluyo anlamıyorum,hepsi mi yaramaz olmak zorunda dedi.Ceren'e zaten bizim de farkında olduğumuz teşhisi koydu.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Bir Bilene Soralım



Öyle pimpirikli,herşeyi takan,mükemmelliyetçi biri değilimdir,anneliğimde de bu böyle.Zaman zaman 'acaba'larım oluyor.Neleri doğru yapıyorum neleri yanlış yapıyorum acaba,çocuğum için en iyisi ne gibi sorularla bazen gereksiz bilgilerin içinde kayboluyor-dum.Bazı konularda -özellikle beslenmede-kafamdaki soru işaretleri silindi.Nasıl mı?En başta mantık çerçevesinde kafamdaki bazı şeyleri eledim.Sonra da işi uzmanına sormaya karar verdim.

Ailemizde gıda mühendisi çok.Öncelikle kendisi de bir çocuk sahibi olan ve deneyimine güvendiğim bi abime danıştım.özgeçmişi; 1996 ODTÜ Gıda Müh,1996-2009 yıllarında arasında Pınar'da üretim mühendisi,Tetra-pak'ta satış müdürü olarak görev aldı.2009'dan bu yana Veriterm'de genel müdürlük yapmakta.

Bir gıdanın organik olması ne demektir?
USDA National Organic Program’a göre organik ürün:


1. Üretimi ve işlenmesi sırasında sentetik kimyasal kullanılmayan


2. Canlı hayvan yetiştiriciliği de dahil olmak üzere mahsul alınan tarlada en az üç yıl öncesine kadar hiçbir kimyasal ve sentetik kullanılmamış olması


3. Organik programa uygunluk sertfikası vermeye yetkili birimlerce belgelendirilmiş olması gerekmektedir.

Organik olmayan gıdalarla beslenen bizler zehirleniyor muyuz?
Organik gıdanın tanımından da anlaşılacağı gibi ürünün organik olması icin sentetik veya kimyasal bulundurmamasını tanımlıyor. Yani organik gıda tanımı besinlerin kalitesini (renk, besin değeri, koku vs.) ve temizliğini içermiyor dolayısı ile besin tüketirken diğer kalite değerleri de gözden geçirilmelidir. Örneğin organik yağda kızartılmış patates kızartmasını sürekli ve çok tüketmek sırf organik diye sağlıklı bir beslenme değildir.

Sebze meyvenin organik olup olmaması ne derece önemlidir?
Bir önceki soruda da değinildiği üzere organik gıda sadece ürünün sentetik olmadığını garanti altına alır. Ama çoğu kimsenin bildiği gibi doğal ve organik yetişen bir cok gıda zehirli olabilir (örn; mantar, otlar vs.) Bu yüzden sadece organik gıda olması yeterli değildir.

Mevsiminde çıkmayan sebzeler (mesela domates salatalık gibi) üretilirken hormon mu kullanılıyor?
Genelleme yapılabilir ama istisnalar tabii ki var; örneğin kış mevsiminde satılan karpuz, kavun vb. meyveler pek tabii bize kış olan ama coğrafik olarak güney yarım kürede yaz aylarını yaşayan ve tropik ülkelerden ithal olabilir. Dikkat edilmesi gereken meyve ve sebzenin yetiştiği ortamdır; mesela kış ayında iç anadoluda yetiştirilmiş yaz meyve-sebzesi hormon veya genetik oynanmış olabilir.

Mevsiminde çıkan şeyleri (mesela kışın karnıbahar gibi) organik olup olmaması önemli midir?Farkeder mi?
Meyve ve sebze gibi besin ürünleri ticari birer emtia seklinde pazarlandığı icin firmaların yetiştirmede dikkat edeceği kar ve maliyet gibi temel hususlardır. Bu yüzden zamanında yetişen ürünü gereksiz yere maliyet arttırıcı hormon vs. yöntemleri uygulanılabileceği bana mantıklı gelmiyor.Mesela karpuz.Zaten sulasan kendiliğinden büyüyor,yaz mevsiminde organik karpuz gibi bişi aramak mantıksız.

Gerçekten şu gıda grubunda organik almaya dikkat edin dediğin bi grup var mı?
Bence son senelerde ticari olarak tüketimi artan domates, salatalık, kabak, patlıcan kış aylarında çok fazla miktarda üretilmeye başlandı. Kesin olmamakla birlikte böyle ucuz ürünlerin ithal maliyetleri göz önüne alındığında sanki ülkemizde yapay yani hormon kullanılarak üretildiği akla geliyor. Tabii burada belirtmek isterim ki hormonun kullanımı besin yoluyla insana geçmesinin zehirlenme, kanser vb. hastalıklara sebep olduğu kesin olarak ispatlanamadı.Ancak vücuttaki birikimle kansere yol açtığı düşünülüyor.Önemli olan mevsiminde yetişen sebzeleri yemek.

Sütün organik olmaması ne demek?Organik sadece Pınar'da var peki diğerleri ilaçlı,hormonlu mu?
Süt direkt hayvansal bir ürün ( hayvandan direkt elde edilen) olduğu icin ineğin organik yetiştirilmesi ve süt işlenirken kimyasal uygulanmaması gerekir.

 Bahsettigin marka dışındaki sütlerin ilaçlı veya hormonlu olmadığı garantisini tabii ki üretici firmalar verir ama genel konuşmak gerekirse organik olmayan süt demek; o sütün alındığı hayvanın yeminde veya barındığı tarla veya ahırda kimyasal kullanılması demek diyebiliriz. Lakin süt üreticisi firmalar organik olmayan sütler icin de uluslararası standartların öngördüğü insan sağlığı için risk teşkil etmemesi açısından çok detaylı testler yapmaktadır.Bilinen,büyük markaları güvenle tercih edebilirsin.

Günlük süt mü UHT mi?
UHT ve pastörize süt karşılaştırması uluslararası alanda uzun süredir yapılır ve birbirine üstünlüğü tam olarak ispatlanmamıştır. Pastörize süt daha az ısıl işleme tabii tutulduğu için (78degC) bazı süt vitaminleri daha az zarar görür ama süt şekeri laktoz az yandığı icin daha taze bir tadı vardır. Lakin laktoz ısı ile besin değerini yitirmez sadece tadı UHT sütte (137degC) yanık ya da karamelize olur. Benim damak tadım ve tercihim pastörize süt, ama kısa ömürlü olduğu için raf ömrüne dikkat edilerek tüketilmelidir. Genel bir bilgi; süt açıldıktan sonra ne tip süt olursa olsun 1-2 gün gibi kısa sürede tüketilmelidir.

Tavukların şişirildiği söyleniyor,bu gerçek mi?
Şişirilme değil ama tavuk tüketimi çok arttığı için (kırmızı etin kalp ve damar sağlığı için riskli olduğu yaygınlaştıktan sonra) kısa sürede çok tavuk üretme adına evet hormon kullanıldığı biliniyor.

Mısır en çok genetiğiyle oynanan ürünmüş,genetiğiyle oynayıp ne yapıyorlar?
Mısır da ticari olarak en karlı ürünlerden cünkü hemen her yerde yetişebiliyor ve şeker, posasından hayvan yemi vb. gibi bir çok gıda imalatında kullanılıyor. Bu yüzden son senelerdeki tüketim artısı,büyük firmaların genetiğiyle oynayıp az hektarda daha çok üretim yapabilme ve iklim değişiminden etkilenmeme adına genetiğiyle oynayıp daha dayanıklı,daha çok tanesi olan yani verimli GDO ürünler geliştirmeye sebep olmuştur.

Mısır şurubu zararlı deniyor,nedir bu mısır şurubu?
Fruktozu yüksek, kıvamlı bir şuruptur. Şeker diye genellediğimiz madde früktoz, laktoz, glikoz vb. değişik şekillerde doğada rastlanılır. Fruktoz bunların bir tipi ve mısırda bol bulunur.Yine yukarıdaki mısırın ticari kolaylığı yüzünden tercih edilmektedir (çünkü rakibi şeker pancarı ve şeker kamışı hem belli bölgelerde yetişir hem de tad yüzdesi früktoz kadar yüksek değildir). HFCS (High Fructose Corn Syrup) en cok kolalı içecekler, meyve suyu, şekerleme, bisküvi vs. şeker takviyesi gereken bir çok üründe kullanılır. Kesin olarak sağlığı bozduğu ispat edilmemiş olmasına rağmen bu şeker tipi insanların doygunluk hissini alamadığı bir şeker tipidir, yani ne kadar içerseniz veya yerseniz de içinizi baymaz.Bu yüzden obeziteye sebep olabilecek bir özelligi vardır ve özellikle çocuklar bu tip şekerli ürünlere alıştırılmamalıdır.

Soya da gdo'lu,soya lesitini içeren ürünler yemeyin deniyor.Her soya lesitinli gıda gerçekten tehlikeli mi?
Kesin kansorojen veya hormon bozukluğuna sebep verir diyemeyiz ama bunlar yaratılış gereği bizim vücudumuz ve sindirim sistemimizin tanımadığı daha sonraları insanların genetiğiyle oynayarak ürettigi maddeler.

Bisküvi-kek gibi abur cuburların içinde bilmediğimiz doğal olmayan,çocuklara zararlı maddeler var mı?
HFCS, boyalar, sentetik kıvam arttırıcılar (jelibon, pudding vb.), raf ömrünü arttırıcı koruyucu kimyasallar evet olabilir. Ama bunlar Sağlık Bakanlığı tarafından kullanılan miktarı çok sıkı denetleniyor. Ama tek denetlenmeyen bu sağlıksız maddelerin ne kadar tüketildiği, örnegin bir kekteki miktar Bakanlık tarafından kontrol altında ama günde 5 adet kek tüketmek sağlıksız olabilir ve bunu denetleyen sadece aileler.


Fast food köfte ve ekmekten oluşuyor,peki neden bu kadar zararlı?
Hep söylediğim gibi bir fast food menusu zararlı değil, yani Sağlık Bakanlığı cok sıkı denetliyor ama birim başına bu denetlemeler. Ama küçük bir çocuğun her gün hamburger, patates kızartması, kola tüketmesi bir çok açıdan (kalp damar hastalıkları, obezite, kanser riski vs.) çok sağlıksız. Önemli olan beslenme düzeninde ne sıklıkta yer aldığı.

Meyve sularının çürük meyvelerle yapıldıgı iddiasına ne dersin?
Cok iddialı bir soru :) Tamamen ticari olduğu için cevaplamamayı tercih ederim, tabii ki çürük meyve kullanmış bir kaç üretici olabilir ama Cappy, Dimes vb. dünyaya mal olmuş üreticilerin böyle birşey yaptığı akla hayale sığmaz

Çocuklar için özel satılan kinder gibi çikolatalar güvenilir midir?
Bir bilgi; Kinder çocuklar icin sağlık açısından özel üretim değildir, ama tad olarak olabilir. Daha doğrusu çikolataların tamamı sağlıklı besinler arasında sayılmamalı.Keyif vericiler arasındadır çünkü, bu yüzden fazla tüketimi engellenmeli.


işte böyle.aslında konuşma esnasında çok daha farklı konulara girip daha ayrıntılı konuştuk,yazıda ancak bu kadar toparlayabildim.

ne dersiniz,nasıl yorumlarsınız bilmem.ama benim dikkat edeceğim hususlar meyve-sebzeyi mevsiminde yemek,tavuk ve yumurtayı organik almak(organik gıda yazıyorsa üzerinde,amblem varsa güvenebilirmişiz,acaba gerçekten organik mi diye düşünmeye gerek yokmuş),büyük üreticiye güvenmek,süt konusunda pimpiriklenmemek,pekmezdir mısırdır tarhanadır cevizdir filan memleketten almak,Ceren'i abur cuburdan uzak tutmak (işim zor,öğrendi brownie'yi filan)...arkadaşlarla fikir alışverişi yapıcam derken bilgi kirliliği içinde kaybolmamak,yüreğinin sesini dinleyip bildiğini yapmak:)

12 Mayıs 2011 Perşembe

Her konuda uzman



Eski manken,yeni sunucu,uzman pilatesci,fit anne bakın şimdi de suyun uzmanı olmuş!

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Hayat gezince güzel

Cerenle 3-4 günlük bi kaçamak yapıp anneanne-dedeyi ziyarete gittik.Hiç aklımızda yokken hem de.Tam da 'anneler günü' haftasında hem de.

Cerenle şimdiye kadar çok yolculuk yaptık.40'ı çıktı Bodrum'a gittik.3,5 aylıktı  İzmir-Kuşadası-Denizli yaptık arabayla.Eylülde halasının düğününe gittik Antalya'ya hem de yanımızda babamız olmadan tek başımıza uçtuk.Çok kolaydı,çok rahattı.Zaten o kadar rahat olmasa İrlanda'ya da götürücem diye tutturmazdım.Neyse eşim ikna etmişti de soğuk filan diye de bırakmıştık çocuğu:)

Ama bu sefer Ceren bebek değildi.Yine eşim yoktu bizle,Cerenle başbaşaydım.Gerçekten çok zordu gidiş ve dönüş uçuşları.Öndeki kişilerin saçını çekiyor,yanımızdaki kişinin gazetesini çekip yırtıyor.Emzik veriyorum,düşürüyor,balık kraker veriyorum paketi döküyor.Cüzdanımla oynuyor.Hatta serviste unuttuk cüzdanımı,neyseki eksiksiz elime ulaştı aynı gün.

Ama anneanne evinde çook eğlendi.çok özendik anneanne-babanneye yakın oturan çocuklara.Şımardı da şımardı.Evde tamamen özgür bıraktık,her yeri karıştırdı.İzmir havası iyi geldi,iştahı açıldı.Banaymış eziyeti,anneannesine karşı gelemedi,ondan bundan herşeyi yedi,sildi süpürdü.Dedesinin aldığı abur cuburlara göz yumduk,onları da hüpletti.



Ela Yağmurlara gittik,bizim Ceren'in ne kadar cadaloz olduğunu gördük.



Ben de felekten 3-5 gün çaldım.Sabahları Cereni anneme teslim edip yattım,kahvaltım hazırlandı yedim,yan gelip yuvarlandım,öğle yemeğim,çay saatim,meyve saatim derken baya keyif yaptım.Elimi sıcak sudan soğuk suya sokmadım.

İyi geldi bize bu gezi,çok iyi.Haftaya da rotamız Denizli,biraz da babanne keyfi..

3 Mayıs 2011 Salı

biyometrik Ceren

       

                                                              

Nasıl ama Ceren'in ilk vesikalık fotoğrafı hem de biyometrik,bakıp bakıp gülüyoruz:))

Yazın attalara gidicez inşallah,hazırlıklara bu neşeli hallerle başlamak süper oldu:)


uyku sersemi alışveriş




  Taaa ne zamandı hatırlıyor musun,hani Ceren Salı günleri 5'te kalkıyor demiştim,işte o gün.Sabahın köründe yapacak ne var,e bari markafoniye bakayım dedim ve bu oxfordları beğendim.Uyku sersemi bi cesaret,bi gaz, seçtim 39 no'sunu aldım.ne de olda markafoni siparişleri geç geliyodu,ne zaman gelir diye düşünmedim,saldım yakasını gitti.

Ama bu işte bi aksilik vardı,bu kadar da geç kalmamalıydı.Nisan ayı bitmişti.Nihayet aklıma takip etmek geldi siparişimi,bi de ne göreyim,neymiş kargo 5 kez gelmiş,not bırakmış,evde yokmuşum.Yalan! Başta güvenlik var kapıda,o alıyor kargolarımızı.Hani ona teslim etmediler,kapıya yapıştırdıkları notu da mı görmeyeceğim hem de 5 kez!Tabi benim sipariş aynen iade markafoniye,tekrar mailleşmeler,haberleşmeler ve nihayet Mayıs'ın 2'sinde elime geçti.

Numarası 40 olsa çok daha iyi olacakmış.Ama n'apalım,sesimizi çıkarmayalım,giydikçe açılır,buna da şükür diyelim.

1 Mayıs 2011 Pazar

Ceren

      köken: moğolca    
      cinsiyet: kız
      anlam: güzel gözlü ceylan yavrusu,ahu






















hangi fotoğraf makinesini kullanıyorum?

 

Bana çok sorulan bi soru olduğu için böyle bir post hazırlama gereği hissettim.

Profesyonel bir makine kullanıyorum,her ne kadar profesyonel olmasam da ve de makinenin ayarlarını bilmesem de:) Nikon D90 kullanıyoruz.Eşim fotoğrafçılığa büyük bi ilgi duyuyor.bu makineyi alarak hayatında yapmak istediği şeylerden birine yakınlaşmış oldu.

Ceren 1 aylıkken almıştık makinemizi,keşke doğumdan önce alsaymışız diyoruz.bebek için flaş zararlı olduğu için flaşsız çekim yapıyosunuz ve bizim digital makinemiz çok titretiyordu flaşsız çekimde.neredeyse ilk 1 ay Ceren'in doğru dürüst çekilmiş,net bi resmi yok gibi.hep bulanık hep bulanık..doğumdan önce video kamera alıncaya kadar bunu alsak olurmuş.nereden bilelim:)

Yalçınlar'dan almıştık.şu an hala vardır sanırım,4 haftalık fotoğrafçılık eğitimi veriliyor.tabiki de yeterli olmaz ama temel öğeleri öğrenmek için bi fırsat...