10 Eylül 2012 Pazartesi

Cenevre & Vevey


Yaz rehaveti,bayram tatili,boş vakitlerimde tütü yapma gibi bahanelerle gezi yazım yarım kaldı. Kaldığımız yerden devam:)

Hatırlamadığınız üzere en son Bern'i gezip Bulle'ye gitmiştik kalmaya.

6.Gün:

Bugünkü planımız Cenevre gölü etrafındaki bölgeyi gezmek. Cenevre ve Vaud kantonlarını gezeceğiz.

Önce Lozan'a gidiyoruz.Lozan,Vaud kantonunun başkenti.Arabayı park etmek için yer ararken şöyle bir tur attık.Yanlış anlaşılmasın,adamların otopark sistemi ödül almış,köylerde bile yer altı otoparkları var. Biz sadece hangi otoparka koysak diye düşündük,o kadar çok ki:) Ne diyordum,işte daha arabada inmeden ısınamadım şehre.İçimden gezmek gelmedi. Çok donuk,ruhsuz geldi. Sahilden geçelim yeter dedim,sonrasında bastık Cenevre'ye gittik.

Bu bölgede Fransızca konuşuluyor.Önceden de söylemişimdir,ülkede Almanca,İtalyanca ve Fransızca konuşuluyor,bölgeye göre değişiyor tabi. Devlet o kadar düşünceli ki vatandaşlara ayıp olmasın,ayrımcılık yapılıyor gibi olmasın diye Latinceyi kullanıyor ortak dil olarak. Mesela belediye binası gibi yazılar Latince. İsviçre'nin para birimi CHF,yani İsviçre Frank'ı. Çok düşündüm açılımı ne diye,çatlıyordum az kalsın,kuzenimden öğrendim Latince Confederazione Helvetica Franc imiş. 

Bu bölge Fransız etkisinde olduğu için şarapçılık da oldukça yaygın.Lozan'dan Cenevre'ye doğru uzanan bölgeye La cote deniyor.Biz otoyoldan gittiğimiz için küçük kasabalarda duramadık ancak yol boyunca üzüm bağlarını izledik.




Öğle vakti Cenevre'ye vardık. Cenevre,aynı isimli kantonun da başkenti. Zürih'ten sonra 2.büyük şehir.
Tam Fransa sınırında. Zaten Cenevre Gölü'nün 3'te 1'i Fransa sınırlarına giriyor.






Cenevre bildiğin Paris. Pek İsviçre havası yok. Pek çok milletten insan görebiliyorsunuz çalışan.









Bu gördüğünüz fıskıye şehrin sembolü:)) Çok komik ya,bizde böyle bişi yapılsa ne dalga konusu olur ama:) Efendim görmüş olduğunuz bu Jet d'Eau adlı  fıskıyenin marifeti büyük. Saniyede 500 lt su pompalıyor,40 katlı bir bina yüksekliğinde.Dolayısıyla şehrin hemen hemen her yerinden görülüyor:)


Cenevre de açmıyor beni. Eee Alpler'den sonra gözüm başka bir yer görmüyor.Ceren'le oturup yemek yedik,eşim gezdi önemli yerleri:) Yemek derken,tam öğle yemeği vaktine denk geldik çalışanların. Anam burada iş yerleri sodexo ticket,akbil filan vermiyor tabi. Ulaşım da yemek de sana ait. Şıkır şıkır abiler ablalar marketten alıp sandviç,salata,buldukları merdivene oturup yiyorlar. Yazık günah ya,sen oku et,büyük bankalarda çalış,dünya zenginlerinin paralarını yönet,sonra turist gibi merdivende sandviç ye.


Akşam üstü kalkıp yine göl kıyısında yer alan Vevey'e gidiyoruz. Burada Nestle'nin genel merkezi var. Çok sevdik bu kasabayı,cıvıl cıvıl,tam yazlık mekan havası var.Buradaki abiler şarap zenginiymiş.Zaten mesai saati cafelerin doluluğundan anlıyorsunuz,adamlar rahat,belli para var.










Aşağıda gördüğünüz resim de güneşlenmek için yapılan yapay halk plajı. Bizde yapıldığını düşünsenize,topuklularla,mayokinilerle güneşlenmeye gelenler ortama renk katardı. Baksanıza ne kadar sıkıcı.






Çocuk avutma teknikleri vol.2




Bir baktık,ana o da ne,çocuklar süs havuzunda. Ceren zaten deli oluyor su gördüğünde,hadi dedik sen de gir:)





Boğaz'da donla denize girenleri kınıyoruz ama taa oralarda donla havuza girdi yavrum.










Çocuk avutma teknikleri vol.3:) 













Vevey'de gezdikten sonra Montrö'deki şatoya gidiyoruz. Birbirine çok yakın yerler. Montrö da oldukça küçük bir yer,tam bir sahil kasabası. Buradaki şatonun adı Chateau de Chillon,bir ortaçağ şatosu. 







Şatomuzu da gezip Bulle'deki otelimize dönüyoruz.





Yarın çikolata fabrikasındayız:)